KURU YANDUĞİ ZAMAN BİLURSIN YANAR YAŞTA
YUREĞE KÖZ DUŞUNCE GÖZDA EĞİLUR KAŞTA
KÜLTÜR KAYIB OLUNCA ZAHİRE DONER AŞTA
BEN DAHA NE SOYLEYIM AYAKTA GIDER BAŞTA
TORUNLAR IM CANLAR IM...
Kar der ki ben hep yağardım şu yaz olmasa
Gül der ki ben hep açardım şu kar yağmasa
Aşk derki ben hep severdim şu naz olmasa
Kim kimden ayrılırdı bir birini anlasa
---------SEN YOKKEN------------
Karanlıktır gecem aysız yılsız siz
Yapa yalnız yaşıyor um ben sensiz
Sabah olur doğan güneşim fersiz
Sen yoksan karadır dünyam kap kara
Adim atsam görmem bastığım yeri
Yıllardır özledim pamuk elleri
Görmek istiyorum zümrüt gözleri
Sen yokken kara dır dünyam kap kara
O güzel gözlerden parlayan ışık
Ne oldu ki böyle birden değiştik
Bir inat uğruna fişleri çektik
Sen yokken kara dır dünyam kapkara
Güneş doğsa bile ben şimal dayım
Daha çiçek açmam kuru daldayım
Sen gerçeği yaşa ben hayal dayım
Sem yokken karadır dünyam kap kara
Yıldızlar çok uzak bulut arada
Seçilmiyor artı ak ta kara da
Sensiz anlamsızdır pulda para da
Sen yokken kara dır dünyam kap kara
Karardı yüreğin yorgun karardı
Bağında gülerin soldu sarardı
Az sevmen karar da çoğu zarardı
Sen yokken kara dır dünyam kap kara
YÜREK YARASI
Şakir Okumuşoğlu
Şaire defterdir rakı masası
Muhabbet koyulaşır gelir arkası
Dökmüşsün kelâma Var mı dahası
Her gönülde başkadır Yürek yarası.
Yaşar Çelik
Zaten elimizde yok başka servet
Hayat acımasız veririz gayret
Ortam güzelleşir ,içinde gayet
Her yüreğin farklı yürek yara si…
Adem Karagöz
Aşk ateşi yakar başın döndürür
Sanma bu ateşi içki söndürür
Her şair kendini aşk ile vurur
kapanmaz şairin yürek yarası
Yaşar Çelik
Adem den Havva dan gelir bu dava
Aşk ile kurulur en güzel yuva
Bir kalp te aşk yoksa gerek yok şova
Kapanmaz şairin yürek yarası….
Adem Karagöz
Aşktır bu alemi yoktan var eden
İnsanı yücelten en temel neden
Et kemik yığını naçardır beden
İnsanda yok ise yürek yarası
yaşar Çelik
Farklı dır bu yara tüm yaralardan
Ferhat su getirdi yüce dağlardan
Sev diye yarattı kalbi yaradan
Öldürmez insani yürek yarası…
İÇERKEN DEŞİLİR YÜREK YARA Sİ
Bir kadehi ikinciye ekledim
Uçuncuyu doldurmanın sırası
Ben seni andıkça yandım titredim
İçerken deşilir yürek yara si
Her muhabbet gelir sana bağlanır
Of çekince yürek yanar dağlanır
Mazi akla gelir sessiz ağlanır
İçerken deşilir yürek yara si
Yudum yudum siner kokun içime
Bakışların döner başka biçime
Senin için aklar düştü saç ime
İçerken deşilir yürek yara si
Yan masadan yükselir kahkahalar
Benim yüreğimde hüzzam şarkılar
Sen yanımda yoksan yıkılır dağlar
İçerken deşilir yürek yara si
Mezeler tat vermez hep bir şey noksan
Muhabbette öyle eyer sen yoksan
Sen bende hep varsın ben sende noksan
İçerken deşilir yürek yara si
Yorgunum kadehim dursun masada
İçmeyim sarhoşum kaldırın ya da
Senle kavuşmamız öbür dünyada
İçerken deşilir yürek yara si,,
3 ARALIK ÖZÜRLÜLER GÜNÜ
Bu gün benim günüm imiş bilmedim
Bana gel dedin de ben mi gelmedim
20 yıldır gözyaşımı silmedim
Bundan sonra silsem gülsem kaç yazar
Bir çaresiz hüzün sarmış içimi
Bu derdin çok farklı başka biçimi
Karaya oturdu gitmiyor gemi
İmdat deyip feryat etsen kaç yazar
Denizde rota var kara da yollar
Hızlı giden yavaş gideni sollar
Kırılır garibin tuttuğu dallar
Yere düşüp ah vah etse kaç yazar
İnsanoğlu bilmez nerde ne olur
Bu gün beni bulan seni de bulur
Kaybolur dostların ad unutulur
Yalnızlığa kurşun sıksan kaç yazar
Merdivenler göze diken görünür
Yaya kaldırımlar zırhla örülür
İnsanlık onuru bin kez vurulur
Ölmeden mezara girsen kaç yazar
Yorgun bu dertlere ömrün yeter mi
Atanan mi anlar seçilenler mi
Azrail kapında seni dinler mi
Benden sonra güller açsa kaç yazar.
BOŞVER BAKMA GERİYE MUTLU İSEK İKİMİZ
Heydi tut ellerimden gidelim mutluluğa
Sonra pişman olup ta düşmeyelim boşluğa
Biraz da sen çabala suyu verdim oluğa
Mutluluk yarışında kalsak soluk soluğa
Hep biz mi korkmalıyız hayatın cilvesinden
Zaten nasip almışız kaderin sillesinden
Şimdi niçin korkalım mutluluğun sesinden
Gel de destan yazalım dalgaların sesinden
Bir an şimşekler çaksın çalkansın derya deniz
Boş ver bakma geriye mutlu isek ikimiz
Zaten çare sizlikle geçiyor günlerimiz
Madem öyle gel böyle biz eker biz biçeriz
Zaman.
*çıkıp yuruyecektım*
doldurdu iki gözleri
*ağlayarak bırakıpta*
yururmi dizler*
ey viran gürbet gitmesen olmuyor*
sevdığını koyde bırakırsan*
elbette dünya dar oluyor*
artık canım çıkıyor*
ruyamda göruyorum köyü*
galiba dayanamayacağim*
yooo işiğum oyyy. bir yukarı bakki *
dağda kar kalktımı*
oğlun buyudu da *
acep huyu bana çektimi*
herzaman dumanli oluyor*
güneş vurmuyor güneş*
ne yapalım gözumun işiği bizdende geçtı yaş...
Neylersın aslı gibi olmuyor..
ESKİ SEVDALIMISIN
Musa Devrim
HEMŞİN ORMANLARINDA
GÜRGENİN DALIMISIN
BELLİ ÇOK YANMIŞ GÖNÜL
ESKİ SEVDALIMISIN.
BİR OF ÇEKSEN O DAĞLAR
SANKİ İNER DEREYE
BU SEVDALI BAŞINI
ALIP GİTSEN NEREYE.
Yaşar Çelik
GÜRGEN DALI KIRILDI
GİTTİ YASKANDİ ÇAMA
AHH GİDİ MUSA DOSTUM
ELİŞMESAN YARAMA
BİE OF ÇEKSEM DAĞLARIN
ANINDA ERİR KARI
BİR ZAMAN O DAĞLARDA
KOVALARDUM AVLARI…
YORULDUM ARTIK
Ne kahpeler gördüm pencerelerden
Ne rüyalar gördüm pis gecelerden
Bitmeyen bu sonsuz işkencelerden
Yoruldum yoruldu m yorgunum artık
Bir değil beş değil çektiğim çile
Dünyanın her yani her şeyi hile
Atmış dört yıl geçti gitti nafile
Yoruldum yoruldu m yorgunum artık
Ayak uydurayım dedim dünyaya
Bilerek girmiştim ben bu rüyaya
Aldattım kendimi mutluyum güya
Yoruldum yoruldu m yorgunum artık
Kader deyip düştük kime ne deyim
Ayak yürümez ki çekip gideyim
O şimdi nerede ben neredeyim
Yoruldum yoruldu m yorgunum artık
Hata elde değil bende dır elbet
Gönlüme diyorum birazcık sabret
Yere batsın sensiz şan ile şöhret
Yoruldum yoruldu m yorgunum artık
Ne oldu yok oldun kayboldun birden
Ele sır mi verdin geçtin mi serden
Ateş zor sonu yor düştüğü yerden
Yoruldum yoruldu m yorgunum artık
Nedir senin derdin söyle be yorgun
Pınar başlarında içilmez her gün
Bir gün olacaksın dünyadan sürgün
Yoruldum yoruldu m yorgunum artık
Yaşar Çelik
Seni orda tanı dım
Tek bırakmadın benı
Beraber yumkukladuk
Kürtlerun alayını
Laza küfür edenler
Nasil aldı payını
Çırağum kaçti gitti
O Allahun hayını)))
ZAMANE SEVGİLİSİ))
Bir yeni sevgili bulmak isterim
Kaşı hilal gözü ela cilveli
Yürürken sallansın seyre dalayım
Boyu uzun beli ince az deli
Kalçalar fırıldak çıksın yerinden
Bacağın yırtmacı olsun derinden
Dudaktan bal aksın nur gözlerinden
Dokuz bebek doysun göğüslerinden
Göbeğinde futbol topu oynayim
Vadisinde birkaç ceylan avlayım
Tel tel olsun saçlarını sayayım
Pınar olsun dudaklarda kanayım
Yanağında allık olsun rengarenk
Kirpiği kaşları alınsın tek tek
Yüksek topuk giysin mini bir etek
Yürürken sansınlar bal veren petek
Şuh kahkaha atsın hem de kırıtsın
Dili işve yapsın herkesi yaksın
Donup bir bakanlar bir daha baksın
Yorgun da birazcık payını alsın
BİZİM SEVDALUĞUMUZ
Sanki bir rüya dan uyanmış gibi
Hayretle izlerim olup biteni
Böyle miydi bizim zamanımız da
Ben nasıl severdim sevdiğim seni
Kapından geçmeye utanıyordum
Kimse görmeyince el sallıyordum
Bir kuru bakışa bel bağlıyordum
Bir anlat ki nasıl sevmiştim seni
Sen bir ceylan gibi kaçardın ben den
Ben haber sorardım gelen gidenden
Gece yarıları kimse bilmeden
Bir söyle ki nasıl severdim seni
Horon olsa elime giremezdin
Mektup yazsan uzatıp veremezdin
Aylar geçse bir saat göremezdin
Bir anlat ki nasıl sevmiştin beni
Tulum çalsam sedasından tanırdın
Türkü desem kızarır utanırdın
Kursun atsam geleceğim bilirdin
Bir söyle ki nasıl severdin beni
Dizisi yapılır şimdi sevdanın
Kavuşmadan sürüp giden kavganın
Ananesi bitti bizim vadinin
Bir anlat ki ben nasıl sevdim seni
Aleni yapılır şimdi sevdaluk
Bizde imiş meğer gerçek mutluluk
Şu yorgun a verdin sen 6 çocuk
İyi ki sevmişim sevduğum seni
GUVEN BİR KEZ KAYBOLUR
Üstüne varma mali, düzelmeyen arsızın
Senden iyi bulunca, çekip gider ansızın
Tükürsen neye yarar, suratına yüzsüzün
O gününü gün eder, sana da düşer hüzün
Kendinden başkasını zerre kadar düşünmez
Uğruna can versen de insan kıymeti bilmez
Hep bir bahanesi var yalanları tükenmez
Onunla cehenneme, cennete de gidilmez
Kabahat senin olur, o zemzem suyundan pak
Ona mutluluk verir, gururunla oynamak
O şeytanin kendisi, sen budala sen ahmak
Sen kalbine gömersin, onu reddeder toprak
Elde bir sayılmakmış, ona verdiğin değer
Yorgunun kıymetini, bilemiyor muş meğer
Böyle vurdum duymazlık , nereye kadar gider
Herkes kendi yoluna, ecel gelir dert biteR
GÜNEŞİ BATANLARA
Kör talihin sevdaya bulaşınca
El ayak çekilir aşk bahçesinden
Güller hicap eder boynunu büker
Kızarır yorulur bülbül sesinden
Rüya olur mazi uykun bölünür
Samanlıkta iğne sanma bulunur
İnsan ah alırsa yerde sürünür
Geçen güzel günler zor unutulur
El olur yanından geçip giderken
Utanırsın ondan donup bakarken
O kahkaha atar sen yaş dökerken
Unutuldum dersin bu kadar erken
Rüzgar kokusunu sana getirir
Bir of çekse gökten güneş batırır
Deniz olur sahil döven dalgadır
Yokluğu insani yakar bitirir
Kovarsın beyninden kalbinden söküp
Teselli ararsın Hakka diz çöküp
Resmine sarılıp bin kere öpüp
Ağlarsın ardından çöllere düşüp
Kar boran dağların güneşten uzak
Reva midir yorgun onsuz yaşamak
Yanarsın alkol dan çaksalar çakmak
Ölümden de zormuş yardan ayrılmak
HER GİDENE AĞLAMA BOŞ VER BE DELİ GÖNÜL
Bir hevesti sendeki belli ki sevda seli
O yıllarda eserdi başında kavak yeli
Üzerine titrerdim ben divane ben deli
Nazara geldik aşkım bak ayrıldık temelli
Görmek bile hayalken diz dize otururduk
Hep ayni ortamlarda kadeh tokuştururduk
Olmadı be güzelim ne ummuştuk ne bulduk
Henüz gonca gül iken hiç açamadan solduk
Bu aşkın vebalini yıkıp benim üstüme
Sonra geçip karşıma sakın haklıyım deme
Git gidebildiğince aman bir daha gelme
Ben burada ağlıyorken sende ebedi gülme
Belki de gidişinde vardır geçerli neden
Rezerve ettirmişsin başka kalpte önceden
Bu nasıl zamanlama yollara düştün birden
Bilmem ki dayanır mi bu ayrılığa beden
Bir veda şarkısının nakarat kısmındayım
Varsın gidenler gitsin ben her zaman buradayım
Yorgunum darmadağın yıkılmışım hurdayım
Mutluluk pastasından bu kadar imiş payım
UNUTULACAK ELBET
Bendemi bilmiyorum, Bu günahın vebalı
Nasrettin hoca gibi,Kestim bindiğim dalı
Şimdi koca Dünyada, Çaresiz ve derbeder
Bu can bu işkenceyi, Nereye kadar çeker
Ağlamak fayda etmez, Yaş aksa da sel gibi
Toplumda karşılaşsak, Duruyoruz el gibi
İki kaçamak bakış, Hasret gidermek için
İki yürekte de dert, Yanıyor için için
Bu işkence bitip de, Vuslat göz kırpacak mi
Yine o güneş gözler, Gözüme bakacak mi
Saracak mi şu kollar, O bedeni yeniden
Alacak mi Cennete, Koparıp beni benden
O ipek saçlarında, Gezerken parmaklarım
Şimdi o anıları, Yüreğimde saklarım
Belki de tesellisi, Yoktur bendeki derdin
Elleri mi öpecek, Öptüğüm dudakların
Şimdi tadı yok artık, Yazın kışın baharın
İş işten geçmiş olur, Geç kalacağız yarın
Teselli olacak mi, Bir şiir birkaç şişe
Yerinde yeller eser, İzne ayrılmış neşe
Yorgun hayallerini, Stok et bir kenara
Eşeleyip de açma, Yara üstüne yara
Ne çıkar sen yazsan da, her şeyi sayfalara
Bir mazi geldi geçti, Selam güzel yıllara
GELMİŞ GEÇMİŞ TANIDIĞIM EN MUKAMMAL SOSYAL DEMOKRAT
Kadife sesli Nur yüzlü, Baba Annem Seni çok özledim çokkkkkkk,
Biz ona Ayşe ana derdik hepimiz, Hiç birimiz ayırmazdı bir birimizden, Arkadaşlarımı da benim kadar severdi,
Ayşe anam Topluca köyün dan Ali ve Ahmet Albardak in halası
Ayşe anam 20 yaşında Dul kalır ve bir kız bir oğlan 2 çocuk, bir kaynana hayat mücadelesini hiç bırakmaz.
Çocukluk yıllarım Mikrun mahallesinde geçti, annemin akrabası olan ismini o yıllarda Kasım bildiğimiz çocukluk arkadaşım eski belediye başkanlarından Galip Pelit in Annesinin kaderi de ayni baba annemin kaderi gibi o da bir evlat ile genç yaşta Dul kalır,
Bu kader benzerliği Ayşe anayı Veciye anaya yardımcı olmaya sebep olur çünkü bilirdi çilenin ne olduğunu çok iyi bilir (veciya ada Kasımın anası), Kavrun yaylasında Kasım (Galip) ile evlerimiz damla damlaya Kasımın evi bizim evden çok daha iyi fakat yaylacılerı yok köyde çalışmak lazım, Babaannem hem onların inekleri hem de bizimkileri alır Kasım ve beni de alır onların eve yerleşir, o yıllarda yaylaya Araba yolu gitmez yol Galer düzünde biter, Köyden ne gelecekse sırtta taşımak zorunda Ayşe anamız, zaten şimdiki gibi Salam sucuk reçel helva domates patlıcan biber kavun karpuz yaylada Görmezdik, Yaylada olan yiyecekler sut kaymak yoğurt ayran yağ peynir minci ğheh, Dağ lahanaindan pancar pol kavurma şarkum pancarı şarkum turşusu pol turşusu Tutabildiğimiz zaman da alabalık, Birde arada bir Hevekliler Dut üzüm pekmez elma getirirdi, yalvarırdık alsın diye kırmazdı bizi alırdı.
Neden mükemmel Sosyal demokrat Babaannem, şimdi o günlerde neler yaşadık, bize neler derdi ben oyundan eve gelirdim yorgun ve aç derdim ki
-Ayşe anaa aclandummm(Acıktım) derdi ki
-Ee Yaşarum ışığum cit Kasimi da celsunn (Galip)
-Offf Ebee yaaa bana ne kasım den ben acim o da gelsun yesun
-yok e yavriyum oda celsın beraber yeyun
Mecburen gider Kasımı bulur getirir beraber yemek yerdik bu hep böyle surdu gitti ben iyice bu işten sıkılmıştım ve yine bir gün yemek istedim yine vermedi dedi ki git Kasımı bul beraber yersiniz dayanamayıp sordum,
-Ayşeana yaa ben acim bennnnnnnn niye hep böyle yapıyorsun, bakın ne dedi o tatlı sesi ile
-Oğul Yaşarun yavriyum sen benum ozumsın o düşünür ki öz tornina iyi birşeyler verd de bana vermiyor onun içun eee uşağum kelbine bişey girmesun oda yetım dur, ve gözlerinde iki damla yaşı çaktırmadan sildi.
O günden sonra biz hep beraber yemek yiyeceğimi anladım, bizim Sığırlar onlarinkin dan çok olma sına rağmen onların yağ peynir bizimkinden çok olurdu asla onlardan sofraya bir şey koymazdı.
Ayşe ebemin o yıllarda Kardeşi Mustafa dedem vefat etmişti rahmetli,
Sanki Koca Kaçkar Daği Ayşe ananın üstüne yıkılmıştı Bir yandan ağlayıp bir yandan o kadife sesi ile söylediği ağıtları duydukça bende ona belli etmez bir taşın arkasına geçer gizli gizli ağlardım.
Ben bu gün bile o sesin rengini bir başkasından duymuş değilim ,hatta bir gün Babam Avdan eli boş eve geliyor Avelor da Mollayusuf Kadir amca oturmuş Meçpoğu seyrediyor,
-Gel Yusuf yegenum bu gün meçpoğde bir kız türkü diyor ben böyle bir ses duymadım bazı lafları da anlamıyorum, Babam güler ve derki
-O benim Annemdir Meçpoğde çayır biçiyor 70 yaşındadır.
Elma yanaklı Nur yüzlü canım Babaannem Mekanın cennet olsun Seni çok özledim çokkkkk
Torununun da torunları var ne olurdu bu günleri görseydin
OY OY ESKİ GÜNLER
Kaamiş yomruk gibi
Çeçhane da cim ciger
Ben aldum sevduğumi
Mermanata kim gider
Gidi Muhammet amca
Sana olsun rahmetler
Şimdi kavrun mi kaldi
Oyo oyyy o eski günler…
OSMAN HAŞİMOĞLU NA BAŞARILAR DİLERİM
Ağır mayan dişine kerpeden taktın Osman
Keşke üç dönem önce olsaydın bize başkan
İşi gücü bıraktın rahat mi idi batan
Her taraf delik deşik kurtulur mu bu vatan
Sanma ki koltuk rahat, rahat uyku tutacak
En sevdiklerin bile sana kazık atacak
Çalışsan yırtınsan da, kimse anlamayacak
İyileri unutup kötüyü anlatacak
Galerden mi başlarsın yoksa mahallelerden
Çok akilli olmazsan kazık yersin Ayderden
Taşı bir başka yere kurtul hemen merkezden
Tek başına uğraşma destek iste meclisten
Vel hasılı işin zor Allah versin kolaylık
Bütçe den gelen pay la ancak verirsin aylık
Nasıl baş edeceksin cep delik cepken delik
Rahat mi bati kardeş senin ki tam delilik
Hadi hayırlı olsun başarılar dilerim
Bilirsin özürlüyüm bir asansör isterim
Yorgun laf esirgemez düşündüğümü derim
Bir seçim kazanmışsın tebrik eder kutlarım
Osman Haşimoğlu
Sen yazdın ben okudum
Her gün mekık dokudum
Hizmet için soyundum
Sen dua et yaşarum.
Yaşar Çelik
İş duvaya kaldiysa
toptan yanduk Osmanum
Sanma kolay olacak
Git para getur canum))
VEDALAR KOLAY DEĞİL
Öyle zor olacak ki, yanından geçip gitmek
İçimi acıtacak, merhaba diyememek
Uzaktan görününce, baş asıp yön çevirmek
Kolay mi sanıyorsun, görmemezlik ten gelmek
Unutulur mu bilmem, zamana yayacağım
Geçmişi hatırlayıp, sözde avunacağım
Yırtık birkaç resmine,gizlice bakacağım
Başımı sana değil, taşa yaslayacağım
Gelmeyecek bir daha, benden sana tek haber
Şimdi benim mekanım, yıkılmış harabeler
Kör kütük olacağım, meze olacak dertler
Hiç kimse görmeyecek, ikimizi beraber
Hakkım yok biliyorum, bir hata saydık gitti
Sevda okyanusunda, nice gemiler battı
Yorgundan eser kalmaz,bir gün derler ki yitti
Ne diye yaşayayım, dert canıma tak etti…
NE GECENİN AYI VAR
NE GÜNDÜZÜN GÜNEŞİ
KİŞİ MUTLU DEĞİLSE
BOŞA TAŞIYOR LEŞİ:
UNUTULACAK ELBET
Bendemi bilmiyorum, Bu günahın vebalı Nasrettin hoca gibi,Kestim bindiğim dalı Şimdi koca Dünyada, Çaresiz ve derbeder Bu can bu işkenceyi, Nereye kadar çeker Ağlamak fayda etmez, Yaş aksa da sel gibi Toplumda karşılaşsak, Duruyoruz el gibi İki kaçamak bakış, Hasret gidermek için İki yürekte de dert, Yanıyor için için Bu işkence bitip de, Vuslat göz kırpacak mi Yine o güneş gözler, Gözüme bakacak mi Saracak mi şu kollar, O bedeni yeniden Alacak mi Cennete, Koparıp beni benden O ipek saçlarında, Gezerken parmaklarım Şimdi o anıları, Yüreğimde saklarım Belki de tesellisi, Yoktur bendeki derdin Elleri mi öpecek, Öptüğüm dudakların Şimdi tadı yok artık, Yazın kışın baharın İş işten geçmiş olur, Geç kalacağız yarın Teselli olacak mi, Bir şiir birkaç şişe Yerinde yeller eser, İzne ayrılmış neşe Yorgun hayallerini, Stok et bir kenara Eşeleyip de açma, Yara üstüne yara Ne çıkar sen yazsan da, her şeyi sayfalara Bir mazi geldi geçti, Selam güzel yıllara -
SEÇEN İLE SEÇİLEN AHA DA GELDİ SEÇİM
Aha seçim geldi çattık belaya
Gurbette olanlar dondu sılaya
Küs girecek herkes gelecek aya
Bir oyum var hangisine vereyim
Başkanlık yarışı kıran kırana
Belden aşağıya vuran vurana
Aha bu lahana böyle sağana
Bir oyum var hangisine vereyim
Herkes hizmet için uğraşır güya
Çoğunun emeği gidecek suya
Seçmen rüya görür dalmış uykuya
Bir oyum var hangisine vereyim
İl genel meclise gidecekler var
Bu işe bir ince çekmeli ayar
Biri Hemşin olsun biri da lazlar
Bir oyum var hangisine vereyim
Belediye meclisinde sıralar
Bir çoğunu yüreğinden yaralar
Kurtlar sofrasında kapıldı paylar
Bir oyum var hangisine vereyim
Muhtarlık maaşı iki kat oldu
Kardeş kardeşinin rakibi oldu
Bir seçim uğruna çiçekler soldu
Bir oyum var hangisine vereyim
Hayırlısı olsun kim ise uygun
Yenen sevinmesin yenilen üzgün
Sen kaç oy alırsın bakalım yorgun
Bir oyum var hangisine vereyim
ZATEN YALNİZ DOĞMUŞUZ
Bir derenin kıyısına tutundum
Dalga vurdu ellerimi kopardı
Güçsüz kalmış sele teslim olmuşum
Yapa yalnız bu alemde kalmışım
Güneşim bulutta ışık vermiyor
Dizlerim yürümez gözler görmüyor
Dostlar gelip hatırımı sormuyor
Bu dünyada yapa yalnız kalmışım
Her şeyin bir sonu varmış anladım
Uçuruma gittim hep adim adım
Dostlarımı ben her zaman aradım
Arayan yok yapa yalnız kalmışım
Yaz gelince yaylalara çıkardık
Rakı içer bolca mermi atardık
Garibe yoksula kanat gererdik
Şimdi evde yapa yalnız kalmışım
Sevda benden alırdı ilhamını
Ata bile ben vururdun gemini
Dünyanın bozuldu toptan zemini
Bu dünyada yapa yalnız kalmışım
Şimdi baş yastıkta gözlerim yolda
Herkes bir alam de eş ta oğulda
Yorguna kar etmez parada pulda
Tek başıma yapayalnız kalmışım
SEVGİ HERŞEYİM
Nazmi Turan Okumuşoğlu
ELBETTE DÜNYA DÖNER GELMİŞLER VE GİTMİŞLER
YOKSA OLMAZDI SABAH SİSTEM BÖYLE , SEÇMİŞLER
DEĞİŞSEDE BU DEVRAN , SIĞ YAZIYI SİLMİŞLER.
YAZILARIN DERİNDİR BİLENLER HEP BİLMİŞLER
Yaşar Çelik
FARK EDER Mİ REKTORUM DEMİŞLER DEMEM İŞLER
BENİM ŞU GARİP GÖNLÜM SEVGİ SAYGİYİ İŞLER
BİLİRİM DÜNYA DARDIR SEVEN GÖNÜL GENİŞLER
ÇIKAR MENFAAT BİLMEM BANA TERSTIR BU İŞLER
LAKİN SENİ SEVERİM KALPTEN KALBE KÖPRÜLER
HEPİMİZ AYRİ AYRI YAVAN GEÇİYOR GÜNLER
AMLAKİTTE TANİDİM ,GÖZDE CANLİ ANİLER
HOCAM ŞARTLAR ÇOK AĞIR YAŞAR DA ÇEKER GİDER…
Nazmi Turan Okumuşoğlu
GİT OĞUL GİT " DEDİ SEVGİLİ ANAM "
ÖZDEN SAPMA" DEDİ ÇİLEKEŞ BABAM
GERİ BAKAMAM , DOĞRUDAN SAPAMAM
SEVGİ HERŞEYİM ONSUZ YAPAMAM !
Yaşar Çelik
İŞTE BENDE ONU DERIM AHH HOCAM
İÇTE SEVGİ YOKSA TUTMUYOR BACAM
BEDEN PARAM PARÇA EKSIK BİR PARÇAM
OLURSA KUSURUM AFFET BE HOCAM…
GARİP YAŞAR
DÜŞÜNÜR DÜŞÜNÜRÜM NEYLESİN GARİP YAŞAR*
DÖNÜP BAKTIĞIM ZAMAN YALAN DEMEZ AYNALAR*
HANE İNSANLIK NERDE SENİ KAÇ KİŞİ ANLAR*
BAĞI VERDİM BOYNİNE ÖZGÜR GEZSİN HAYVANLAR..
HALUN NASİL
ŞİMDİ BİR DOSTUM GELSE DESE Kİ HALIN NASIL
DERİM Kİ ÇOK BERBATİM TUTTA HORTUMDAN ASİL
ŞOKOLUR ŞAŞIRIRDA DERKİ YAŞARIM NASIL
DOSTUM NE ANLATAYİM ANLA BENİ VEL HASİL
ŞAKA DEĞİL İNANİN DÜNYA OLMUŞ PERİŞAN
MİLLET TOPTAN UYUYOR REVACTADIR BAŞ ÇALAN
AZİZNESİN RAHAT YAT APTALDIR ALKIŞLAYAN
YORGUNUM GÜCÜM YETMEZ ÜLKEMDIR TALAN OLAN…
TULUMCU TAHİRE
Yaşar Çelik
Tahir um helal sana
Hem müha vur hem nala
Kimseyi suçlama da
De ki nallet ikpala
Adimuni sağlam at
Yapişma kuru dala
Hiç bakma havasina
Sonradan gelur yola
Çal bir türki havasi
Millet girsun kol kola
Arade bak odaya
Göz gezdur sağa sola...
YETER ARTIK GELMEYIN KALEMİ ELİNE ALAN KOŞMASIN KAVRUN YAYLASINA
Karadeniz de gördüğünüz neresi var sumela dan uzun gölden kavrundan başka her kalemi eline alan kavrun a vurmak zorunda mi, yani kavrunlular gitsin de siz mi gelip yerleşmek istiyorsunuz yok öyle nane, hiçbir yere gidemeyiz gelen misafire saygı ve sevgide kusur etmedik dağda kaybolana mahsur kalan a bizler seferber olduk yetmedi bizl...
er yokken evlerimizi açıp sığınan sizler değimli siniz.
Neymiş efendim görüntü kırlılığı varmış Ata dan dededen kalan tek göz evde mi yaşamalıyız nüfus artıp babadan kardeşten ayrılamayız mı bizlerde.
Zaten doğa ile verdiğimiz mücadele yetmiyor gibi çığ felaketleriyle yıkılan evlerimizi yaptırmak bile suç oldu sayenizde.
Siz bilir mısınız oraya giden yolu kendi imkanlar imiz la yaptırdığımızı sizlerde o yoldan gelip bizleri eleştirdiğinizi, Aslında biz de sizlerden çokta memnun değiliz % kaçınız getirdiğiniz çöpleri geri götürdünüz.
Rakım yüksek diye bizleri dağlı kır o sanmayın o okuduğunuz okullarda hocalarımız Rektörler imiz var hukuk ta hakimler savcılar Avukatlar imiz var, Yediğiniz ekmekte pasta da emeğimiz var, bizler yurdun çeşitli yerlerindeyiz ama buraları kimseye de bırakma niyetinde değiliz
BİZA YOKMİ SELAM
Yeylede ev ikelmiş ne dayum var ne halam,
şarbegun pansiyonde yatsam yetermi param,
tukutten sabihanden içersen olsun heram,
hep şehira yollarsen biza da yok mi selam:)) - See more at: http://kavrun.tr.gg/#sthash.msdLJG52.dpuf
YETER ARTIK GELMEYIN KALEMİ ELİNE ALAN KOŞMASIN KAVRUN YAYLASINA
Karadeniz de gördüğünüz neresi var sumela dan uzun gölden kavrundan başka her kalemi eline alan kavrun a vurmak zorunda mi, yani kavrunlular gitsin de siz mi gelip yerleşmek istiyorsunuz yok öyle nane, hiçbir yere gidemeyiz gelen misafire saygı ve sevgide kusur etmedik dağda kaybolana mahsur kalan a bizler seferber olduk yetmedi bizl...
er yokken evlerimizi açıp sığınan sizler değimli siniz.
Neymiş efendim görüntü kırlılığı varmış Ata dan dededen kalan tek göz evde mi yaşamalıyız nüfus artıp babadan kardeşten ayrılamayız mı bizlerde.
Zaten doğa ile verdiğimiz mücadele yetmiyor gibi çığ felaketleriyle yıkılan evlerimizi yaptırmak bile suç oldu sayenizde.
Siz bilir mısınız oraya giden yolu kendi imkanlar imiz la yaptırdığımızı sizlerde o yoldan gelip bizleri eleştirdiğinizi, Aslında biz de sizlerden çokta memnun değiliz % kaçınız getirdiğiniz çöpleri geri götürdünüz.
Rakım yüksek diye bizleri dağlı kır o sanmayın o okuduğunuz okullarda hocalarımız Rektörler imiz var hukuk ta hakimler savcılar Avukatlar imiz var, Yediğiniz ekmekte pasta da emeğimiz var, bizler yurdun çeşitli yerlerindeyiz ama buraları kimseye de bırakma niyetinde değiliz
BİZA YOKMİ SELAM
Yeylede ev ikelmiş ne dayum var ne halam,
şarbegun pansiyonde yatsam yetermi param,
tukutten sabihanden içersen olsun heram,
hep şehira yollarsen biza da yok mi selam:))
DERTLİYİM DURDUĞUMA
SEN SU OL AK PUĞARDAN
DOLDUREYIM RAKI MA
YETER ARTUK NAZLANMA
GEL EVDEKINA KUMA
İÇTUM KAFAM DUMANLI
GENE GEKDUN AKLUMA
YA GİR KOYNUMA SAREL
YA KARIŞMA UYKUMA
HER ZAMAN OYY ÇEKERUM
DUMAN ÇÖKER DAĞUMA
GÜNEŞ OL Kİ, VURSUN YAR
IŞIĞUN KECAĞUMA
VURSUN DİZUN DİZUMA
YANAĞUN YANAĞUMA
DOKUNDİMİ TİTRERUM
DUDAĞUN DUDAĞUMA
BENDE Kİ İKPAL DEĞİL
BAKMA KÖNUŞTUĞUMA
EL ALEM MUTLU SANAR
DERTLİYİM DURDUĞUMA
TANRİM İNSANİ NE GÜZEL YARATMİŞ
Bu gün aylar sonra dışarda içtim, ortan köprüde idim ve kendi kendime duşundum demek ki her işte bir hayır var, eyer beni özürlü yapmışsa var bunda da bir hayır, ne güzel yaratmış insanda göz denen uzvu görüyor işte dostu görür düşmanı görür , bir de görüp te görmedim yerine koyan dostları görür,
Şimdi gelelim oturduğum ortama güya çevreci geçinen her kimlerse 3 ayrı yere tabela koymuşlar nereye bilir misiniz bir ceviz ağacına 2 kızıl ağaca çiviyle çakmışlar şunlar yazıyor ÇÖP ATMAYIN, ÇEVREMİZİ TEMİZ TUTALIM, Etraf yine pislik içinde fakat benim içim sadece o ağaçlara acıdı o çivileri birkaç densiz yüzünden nasıl çakarsın o bedene, ve bu kadar mi sahipsiz bu vadi . bir de galerde bir tabela içler acısıydı ORMANI KORUYALIM yazmışlar fakat 20 lik bir mıh le çam ağacına çakmışlar.
Yani kısacası bu gün gelen geçeni seyrettim, Çinçivada SEVDALUK dizisi çekiliyor bir akın var bu millet nereye koşuyor , bu ilgi karşısında ahh bir de tutsa, dileğim dizinin devamlı ve sürükleyici olması,
Yanı Göz güzel şeyler görmek istiyor Gülü gör de dikeni eline batmasın…
İKİ ESKİ ARKADAŞ YILLAR SONRA ATIŞIR(Bir hayal tabii ki).:))))))
Erkek-
Yüzünde kırışıklar,
Yürek on sekiz durur
Kocandan boşansan da
Şimdi seni kim alur
Kız-
El etsem ellisi da
Koşar telime gelur
Yeter ki ben isteyim
Gençler bile kudurur
Erkek-
Cami yıkılmış ama
Mihrap yerinde durur
Senin o dediklerin
Ancak rüyan de olur
Kız-
Çok gördüm senin gibi
Ağzı dürmez konuşur
Yanında çiçek varken
Sırtını döner uyur
Erkek-
Evde ki çok yoruldu
Yardımcı gel ne olur
Namerdim göz yumarsam
İşin sabahı bulur
Kız-
Yapma Allah aşkına
Utandırma ne olur
Seninki cazı gibi
Beni kuma mi alur
Erkek-
Her şakayı ciddiye
Alırsan böyle olur
Ne var biraz atıştık
Bunlar bir ani kalur
Kız-
Şimdi atışma mi var
Hatırlatma ne olur
Biz da geçer gideriz
Bunlar da unutulur
Erkek-
Otur yanı başıma
Sil yaşını ne olur
Yorgunum gücüm bitti
Şimdi dilim tutulur
BAZEN DERT MEZE OLUR
Bu gece dert içmişim
Mezem de ihanetler
Saldım seni Allaha
Üstüne tüm lanetler
Kadehimin için de
Göründü neler neler
Öyle daldım hayale
Aktı gitti seneler
Ulan siz den ne çektim
Ah dertler ah çileler
Bana hazan kar boran
Ele de açar güller
Hep sitem mi olacak
İçten gelen şiirler
Göz görmez kulak duymaz
Zaten oynamaz dizler
Yorgun senin derdin ne
Yeter sus be derbeder
Sana şiir yazdıran
Sen den de olsun beter…
KENDİM BULDUM
Ben bir çocuğun tecrübesine muhtacım ,
Dun Dedemi dinlerdim Bu gün torunumu,
Kimsenin kimseye faydası yok muş anladım,
Çaresiz kalınca yine kendim çözdüm kendi sorunumu
DAĞLAR DA YIKILIRMIŞ
Kim derdi ki sen benden
Kopup ayrılacaksın
Kim derdi ki bu kalpte
Yabancı olacaksın
Kim derdi ikimize
Dar gelecek bu dünya
Kim derdi ki bitecek
Son bulacak bu rüya
Bir kör inat uğruna
Koca Dağları yıkıp
Beni senden ayırdın
Araya setler çekip
Gözlerimde ki ferin
En sönük demindeyim
Kadehle haşır neşir
Aşkın sitemindeyim
Nerde bir şarki duysam
Seni hatırlatıyor
Sanki bir ok saplanır
Sol tarafım sızlıyor
Bilmem iflah olur mu
Tabip yok bu yaraya
Nasıl ömür geçecek
Hep ağlaya ağla ya
Kim bilir sen gününü
Gün edeceksin yine
Üstüme güleceksin
Koyup aptal yerine
Ben seni her görüşte
İçim kan ağlayacak
Şu kalbim taş değil ki
Yosun mu bağlayacak
Yorgun yıllar sırtımda
Uzağa gideceğim
Madem ki sen unuttun
Bende unutacağım
KİM ANLAR BİZİ
Semanur Dilek
Aynı yarayi taşır
Dert salıyla gezenlar
Gönlü güzel yorgun'a
kurban olsun üzenler....
Yaşar Çelik
Yapma Semanur bacım
Hiç üzülmesin canlar
Şiirdir deriz geçer
Bizi kaç kişi anlar
CENNET OLSANDA GELMEM
Seni sevmek ibadetten sayılsa
Ne sünneti , ne farzını yaparım
İnadına sana hizmet etmem de
Bu bedeni cehennem de yakarım
Heykel olsan donup bakmam resmine
Dua olsan dil çevirmem ismine
Sırat olsan basıp geçmem üstüne
Bu bedeni cehennemde yakarım
Sen hep sevap olsan, günah sayarım
Kabe olsan gelmem, dinden cayarım
Senin cennetinde olsa da yerim
Bu bedeni cehennemde yakarım
İnanmak ibadet sayılır dinde
Seven kalpte olmaz, nefrette, kinde
Her türlü melanet, var ise sende
Bu bedeni cehennemde yakarım
Kendini ne sandın, huri melek mi
Güzelliğin neydi, gül mü çiçek mi
Kevser olsan yorgun gelip içer mi
Bu bedeni cehennemde yakarım
İbrahim in atıldığı kor oslan
İsrafil in üflediği sur olsan
Daha açmam gözlerimde nur olsan
Bu bedeni cehennemde yakarım…
GEÇKALMADAN
Vakit geçtikten sonra ben demiştim demenin hiçbir anlamı yok,
Zaman zaman arkadaşlarım le düşüncelerimi paylaşırım, fakat herkese ulaşma şansım yok.
Şimdi seçim arifesindeyiz belki yeni seçilecek arkadaşlarıma sesim ulaşır ve bu konuda daha duyarlı davranırlar.
Benim Çamlıhemşin Köyleri hakkında bazı endişelerim var, bu genelde Laz kesiminin yaşadığı yerler için daha da önemli, Allah ver meşin ama içim de bir heyelan korkusu var,
Köylerimizin hiç birin de kanalizasyon yok, ve Toprak zemin incelemesi yapılmış değil,
Alabildiğine çok katli binalar dikmekteyiz Ağaçlar yok edilmiş toprak gübreye doymuş
Ve 7 dağ ötedeki pınarları evlerimize getirmişiz. Yapılan yollar sayesin de su yatakları değiş mış ,Arazi yapımız ortada çok dik yamaçlarda yaşamak zorundayız.
Suya doyan Toprağın ne zaman ne yapacağı bilinmez onun için acilen su kanalları ve kanalizasyon yapılması lazım.
Mesela bir örnek vermek gerekirse Topluca köyü girişi hemen canının yanı yıllardır dolgu yapılır fakat tutmaz devamlı yol çökmekte oranın acilen sudan arındırılması gerek.
Şimdi bir de Atalarımızın yaptıklarına bakalım Evler ahşaptan ve en büyüğü iki kat olurdu ,ben üç kat olan Ev görmedim, bu evler de suya yakın yerlerde olur ve o su kendi yatağından akardı, Köyün çevresinde ki ağaçlar asla kesilmezdi. Yani biz galiba bindiğimiz dalı kestik.
Kara haberci değilim yarın ağlamamak için bu günden önlem almak lazım Allah korusun olası bir afette herkesin canı yanar
İKİMİZDE HATA YAPTIK NEYLEYİM
Şaka mi sanmıştın sana tavrımı
Hedefe gider mi kaptan sız gemi
Ne sen cahil idin ne ben acemi
İkimiz de hata yaptık neyleyİm
Son sözünü söylemeden düşünsen
Nasıl sevdiğimi gerçekten bilsen
Ben haydi demeden sen yine gelsen
İkimiz de hata yaptık neyleyİm
Sana sitemlerin en ağırını
Söylediğim laflar bulsa yerini
Eline ne geçti üzdün de beni
İkimiz de hata yaptık neyleyim
Rüyalarım senle dolar taşardı
Aşkın ile yüce Dağlar aşardı
Şeytan girip ayırmayı başardı
İkimiz de hata yaptık neyleyim
Bitmedi dırdırın boş kuşkuların
Hesabını sordun geçen yılların
Suçlusu ben miyim tüm hataların
İkimiz de hata yaptık neyleyim
Ben yorgunum, yıllar yorgun, amansız
Bir dert ki bu, devası yok çaresiz
Bur da ben sensizim, orda sen bensiz
İkimiz de hata yaptık neyleyim
DÜNYA PİYATİŞİ ON……………………..DÜNYA KÖTÜNÜN DUR
Everaneşi Dünya Panda sefilişore….Eyviran Dünya daima şaşkının sin
Ar akıllı vabziram Piya nosi so ore….Bir akıllı bulamıyorum acap akil nerde sin
Okkoviğam var iyen derde pe mepporare.Topluyorum olmuyor dertleri dökeceğim
Mevaşkva vigzalar tu çare va miğun çare….Bırakıp gideceğim çarem yok çarem
Derdi ma goyomizun sançi çipri çotuği…Dert üstüme binmiş sanki gürgen kütüğü
Dudi şa gamomalen mçaşa eyulun buği..Başımdan çıkan duman göğe çıkıyor
Gomoçondru so ore e verane gençluği…Unuttum neredesin ah viran gençlik
Mcora vappa maziru doği ko cemçu doği..Güneş görmedim buz tutmuşum
Allayi kokintalu vrosi piyatişkala….Hepsi karıştı bir birine iyi kötü ile
Miti var ilakirday nena pe diyu pala….Kimse konulmuyor lal olmuş diller
Mu uçviko var ognay çala okkanay çala…Ne söylesen olmuyor otluk sallıyor
He şeni ma ham Dünya ğvala govulur ğvala..Onun için dünyada yalnız geziyorum
Eçhome emeğepe derdi boşine çori…Yazık emeklere boşa dert çekmişim
Mturi orti dincini si aşkva soti ori…..Kar idin eridin artık yoksun
Burgulepe var inkay toli ti diyu çöri.Ayak yürümüyordu gözlerde kör oldu
Mati hasteri Dünya hem opşvi hem vogori….Ben Dünyaya hem içtim hem küfrettim
GİTTUK ESKİ GÜNLERE
Madem maziye daldık çayırlık tırpan derken bari vartevorun hatrı kalmasın, o ne güzel heyecandı bir yıl hayalını kurduğumuz yaylaya gidiş. Gurbetten hazırlık yapıp köye gitmek ve ertesi gün yaylaya yol almak, delikanlılarda geniş paça tantolon silah belde mermiler çaktırmadan ya annenin yada kardeşinin yüküne gizlice yerleştirmeler, Heyecan la yola koyulurdu tüm köy halkı Ayderi geçerken tulumcu ortada ünde erkekler arka sırada bayanlar o yıl evlenen gelinler erhamli tençkapli.
Daha havumeyide başlardı türkü söylemek mermi atmak selam verilirdi aydere selam alırdı ayderli belden çektiği tabanca sile, galerde toplanırdık sofra kurulur du düze bir yanda bayanlar bir yanda delilikanlilar çilingir sofrası çok farkli idi şimdiki masalardan , ne şakşüka olurdu nede rus salatası birkaç dilim kavurma elma armut hıyar o mis kokan peynir olmadan rakı haram olurdu insana.
Horon halkası genişlerdi türküler denirdi çamların dallarına sevda kokuları yayılır dı yayla bayırlarına. Ceylan bakışlıydı kızlar belde lahuri kuşak kendi dokuduğu renga renk desenli kazağı başında şifonu Iran şayi ile, bir çoğunun belinde gizlediği 7.65 tabancası ile hükmeder gibi idi dağlara pembe yanaklarında saklardı yüreğindeki en gizli sevdasını, 365 gün antreman yapmış sporcu hiç kalırdı onun yanında, halter çalışırdı çayır ve odun yükü ile atletizim idi onun zamanla koşturmacası.
Angeldeğden yayla görününce bir hoş olurdu yürekler, Çocuklar karşılardı ilk önce sarılırdı Annesine ablasına Babası yada abisine o yayla kokulu kırmızı güneşten yanmış yanakları ile. Bir elma yada gurbetten getirilen birkaç akide şekeri tutuşturulurdu o minik ellerine, Ebru gündeşe verilen uçaktan daha sevindirici idi onun için o verilenler bilirdi onların helal olduğunu kimseye vermezdi kimse de elinden alamazdı zaten.
Adiçekmede başlardı tüfeklerin tabancaların namlusundan lav püskürmeler
Dağlar şenlenir yaylacılar Çemahutte toplanırdı, Türkü diyerek girilirdi vanaga,
Akşam çardahta horon başlardı kızlar evden seyrederdi yaşlılar maşala dibinden
Delikanlı türkü der,
-Gökte yıldız yüzatmış
mevlam neler yaratmış
Kaynanam çulli çirkin
kızını gül yarat miş..
Gizli sevdalı si yanındaki sırdaşına sorar,
-Kaaa benum anam okadar çirkinmi dur diye)
Lüküsün ışığı ile titribalar parlar kapı aralığından Tulumcu dertli dertli çalarken horon vuranın sesinden başka ses çıkmaz, varsa söylenecek sözü olan türki ile anlatır meramını Haydi gel bana fora size iyi türkiler…
ANLATILMAZ
Musa Devrim
ANLATILMAZ BAZEN AŞKLAR SEVDALAR,
GÖSTERMEZ BAHARI AÇMADAN SOLAR,
SEVEN GÖNÜL BÖYLE HAYALE DALAR,
YILLAR GEÇER GİDER UNUTAMAZSIN.
ONU YAŞATIRSIN HAYALLERİNDE,
KOR OLUR YAKAR HEP ÇOKTA DERİNDE,
UNUT GİTSİN DERSİN HER SEFERİNDE,
KAHPE YAKAR DURUR UNUTAMAZSIN.
Yaşar Çelik
HOŞ GELDİN CAN DOSTUM NERELERDESİN
DÜNYA KAZAN GALİBA SEN KEPÇESİN
ESKİ ŞEHİR DERKEN SEN İZMİRDESİN
BU NE YOĞUN TEMPO GELIR GİDERSİN
UNUTMAK İSTESEM YAKAR YIKARDIM
PEŞİNDEN BİR SÜRÜ BUHTAN TAKARDIM
O BANA HİÇ YOK TU BEN ONA VARDIM
SEVEN SEVİLMİYOR DOSTUM NEYLERSİN…
ÇAMLIHEMŞİN DE TULUM HEYKELİ
Emeği geçen herkese teşekkürler, Bu günleri görmek çok güzel, Dun günah sayılan ve bazı köylerde yasaklanan bu gizemli çalgı bu gün ilçe merkezin de yılların ezikliğini haykırıyor.
Geçmişte okuma yazma oranının az olması ve Dini bilmeyen şarlatan Hocalar tarafın dan tulumun Haram ve Günah olduğunu halka inandırmışlar, oysa Kumar kağıdı mi suçlu Oynayan mi diye sormak lazım, Tulum u tanımaya çalışırsak 6 parça dan oluşur Nav, Analık, Dillik, Dudul, Deri ve Bez, bunlardan Analık ve Dillik Kamış tan olur Kamışın bir günahı olsaydı NEY
olarak Camilerde çalınmazdı, Nav ve Dudulun Ağaçtan yapıldığına göre onun da bir günahı olmasa gerek, Bez zaten suçsuz hem kefen olur hem turban, Galiba sorun Deri de ahh zaten her yerde bir günah Keçi si aramazlar mi sen Keçi derisinden tulum yaparsan elbette günah sayarlar, Kim bilir hangi komşunun Lahanasına Bakmıştı zavallı keçi.
Eski den en iyi Tulumcu nasıl yetişirdi bunu düşünen oldu mu hiç iyi araştırılırsa ortaya çıkacak, iyi Tulumcu olmak için ya Çoban olmalı yada Evin köyden uzak tenha olmalı yoksa rahat tulum çalma şansına sahip değilsin, Ayşe ana geldi çalma Ali dede geçiyor çalma Hasan amca duyar ayıp, eski den evler ahşap ve ses yalıtımı yoktu şimdi ise bir odada çalınan tulum diğer odadan duyulmaz onun için pırıl pırıl gençler yetişiyor, sadece Çayeli ve Hopa arasında kalan tulumu bu gün Dünya tanıyor ve Karadenizli olmayan sanatçılar bile yetişiyor,
Onun için emeği geçen herkese ve bu heykeli yapan sevgili Kadir GENÇ arkadaşıma sonsuz teşekkürler, Heykelin altına benim de bir dörtlüğümü uygun görenlere teşekkür ederim daha nice heykeller dikilmesi dileklerimle…Yaşar ÇELİK..02.02.2014
TULUMCU
Doldur nefesinle şişir tulumu
Nav üstünde parmakların titresin
İster gelin çıkar ister çal destan
Karadeniz dursun seni dinlesin
Sarp yamaç dağların eteklerinden
Siyrilipte gitsin gurbete sesin
Orada dinlesin Çamlıhemşinli
Vatanından biraz hasret gidersi-
GENE TUTTİ SENGDADUŞ
Elma daldan düşünce
Bir yani olur çituş
Sen akluma gelince
Yürek eder hğer hğeruş
Gözünden yaş süzülür
Dayma ederum şemuş
Yarum yeyle çemah i
Şişurdum ettum kecuş
Sırtumden yera inmez
Kendina etmiş kukuş
Nellet olsun kadera
Ela duz bana yokuş
Topladum dertlerumi
Akşamden ettum teçuş
Yikadum temizladum
Herşeyi ettum peynuş
Yari da por dişledi
Duremez ediyor pecuş
Yorgun ne bekliyorsun
Yeniden yollara duş…
HER İKİSİNİ DE RAHMETLE ANİYORUM
Yusuf ÇAKIR in yaşam hikayesinden ortaya çıkan şiir. 1985 yılında kardeşim Osman ile beraber odunculuk yaparken, Tolikço de ki kartal yuvasını andıran çadırlarında yaşananlar, azda olsa anlatmaya çalışayım, Bir kayanın üstüne yapılan baraka naylon ve kızılağaçtan ibaret aşırı çok olan fare den savunmak için yiyecekler teneke kutularda saklanmak zorunda, yatarken her yer kontrol edilir akreplerden arındırılır, olan malzemelerin genelde son kullanma tarihi en az 3 yıl geçmiş peynir felaket kokar fasulyeler adeta güve yatağı her yerinden delik,
Koltuk yerine şaimoğ çayırı sigara Bafra 50 cm uzunluğunda çencği den ağızlık, kapısı kırık yan tarafı hararetten eğik kuzine (PİLİTA) onun da pas almaması için soba boyası yerine zeytin yağı. Cilası Her yağmur yağdığında akıtan çatı ile sabahlara kadar mücadele,
Şimdi gelelim Osmanin Yusuf a yazdığı şiire…
Hatice İbrahim Ana Babası
Bin dokuz yüz otuz altı künyesi
Hiçbir gün olmamış mutlu rüyası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Osman yazar, olursa bir hatası
Bağışlayın çoktur derdi çilesi
Mutluluktur herkese temennisi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Şehirden ayrılmış köye sevdası
Yaylası, Ayderı, odun haftası
Tolikço karşisi kartal yuvası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Seksen beş nisan i ışın esası
Kızıl ağaçtandır lambir tahtası
Şaimoğ çayiri koltuk markası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
On dört numaradır gazlı lambası
Henüz üç senelik tavuk çorbası
Ay çiçek yağından soba cilası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Beyaz naylondandır mutfak kapısı
Avrupa çuvalı sağlam çatısı
Tenekedir fareden savunması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Zeytin yağı tenekesi şarkum turşisi
Bu dağlar bu dağlar dayma türkisi
Burnumu yakıyor peynir kokusi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Yetmişlik cebinde odun atması
Kara lahanayı ayıklaması
Kabe lobiyasi güve dolması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Gece on iki de yemek yemesi
Sessiz sessiz ayakta çay içmesi
Çencği ağızlığı Bafra yakması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Köşe bucak fare fiskoslaması
İkisi yok yalnız gelir su sesi
Meyhane kahvede kalmış kesesi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Acı olur dostun soruşturması
Yok kimi kimsesi bekar dünyası
Gündüz gibi geçer gece rüyası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Olsa idi bari çemşır kepçesi
Bir çeyrek ekmektir tek bir lokması
Gece de bir siter odun yakması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Tüm gençliğe Yusuf un temennisi
Kumar içki olmasın hiç hevesi
Kör kuşun da olsun mutlu yuvası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Olur ya boşlukta yıldız kayması
Çağlayan nehir in boşa akması
Dünya ters dönmezse boşa çabası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Henüz daha toyken sevda kurması
Ankara ya surdu başlık parası
Acı haber geldi bülbül uçması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Geçip İstanbul a mesken kurması
Telli baba da yetmişlik kırması
Yıllarını yedi bir Rum yosması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Acı bağın hep meyvesiz kalması
İncecik bir sesin baba demesi
Ömründe tatmamış evlat sevdası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Ermemiş murada yok ki edası
Aşlamamış fidan olsun ol sun meyvesi
Sanki çok mu geçtir yuva kurması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Olmuş Hacı Bekir in baş ustası
Ne ustası yetmişlik konpostosı
Maydanozu gül diye koklaması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
İş elbisesiyle üç gün gütmesi
Kibrit almış gibi geri gelmesi
Merdiven köşesi onun masası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Herkes ister olsun mutlu yuvası
Ol masaydı içki kumar davası
Ikbalsız doğurmuş onu anası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Yetmiş dokuz sigorta emeklisi
Üç ayda bir çıkar tahin hissesi
Saçlara ak düştü çöktü bünyesi
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Yıllar geldi geçti kakı çilesi
Memlekete geldi kalmış annesi
Emsalları gitmiş gelmiş sırası
Bir başkadır Yusuf umun dünyası
Defterimin artık bitti sayfası
Osman olmuş Yusuf un baş belası
Hele bir de hayatı anlatması
Bir başkadır Yusuf umun dünyası…Osman ÇALİK…
Bu iki güzel insan ile beraber o günleri yaşadığım için kendimi çok şanslı sayıyorum, Yusuf ağabey derdi ki –Hay koca Çaloğlu Yaşar sen gelince çadır şenlenir dağ başka bir güzelleşir,
O iki güzel insana Tanrı dan rahmet diler anıları ile avunmaya çalışıyorum, sizi çok özledim nur içinde uyuyun
BİR SALA DUYDUĞUNDA
Başın sağ olsun derler se, sakın şaşırma
Ölen kim acaba deyip, etrafa sorma
Timsah yaşlarını, sakin akıtma
Benden sonra güneş gözlüm, sakin yas tutma
Zaten senin için, çoktan ölmüştüm
Hazan vurdu çiçek idim solmuştum
Ağustos ayın da gülüm, ben üşümüştüm
Benden sonra güneş gözlüm, sakin yas tutma
Unut her şeyini, gülüm, geçen yılların
Hiç kimse bilmez bir tanem, ne olur yarın
İşte musallada yatar, şimdi eserin
Benden sonra güneş gözlüm, sakin yas tutma
Vedalaşmak bile, canım nasip değilmiş
Yorgunun payına. Gülüm düşen hasretmiş
Şimdi neye yarar artık, iş işten geçmiş
Benden sonra güneş gözlüm, sakin yas tutma
DİYEMEDİM
Bu uzun yolculuk, bitti bitecek
Yuvaya dönecek, tüm hayallerim
Bilmem son bulur mu vuslata erip
Acıyla keder le geçen yıllarım
Hatalarım ele değil kendime
Geç anladım çatmamışım dengime
Sır verip te yanaştıysam her kime
Darbe yedim, hep ağladı gözlerim
Vurdular kırdılar, Ağladım boşa
Sürmedim hiçbir gün işi yokuşa
Kimi ağa oldu, kimisi paşa
Üzüldüm boş yere kın tutamadım
Vurmadım kimsenin yüzüne lafı
Hayat beni yaptı ,İnsan sarrafı
Yetmez mi çektiğim bu bile kafi
Yoruldum pes ettim diretemedim
Herkes mutlu olsun kendi halınca
Sorar yüreğine yalnız kalınca
Ezmedim ömrümce bir tek karınca
Helal dan çalıştım haram yemedim
Bak şimdi çekildim durdum kenara
Yollar senin olsun git ufuklara
Dengin değil zaten yorgun fukara
Gel otur yanıma dur diyemedim
HAYFANK
Bu ara Hyfank tur (hayfank yağmur sonrası bahçelerin kazılmaya en uygun zamanına derlerdi), Ne çok kurak ne çok çamur.
Çocukluk yıllarım da dinlediğim bir hikaye geldi aklıma,
Padişah döneminde bir İncili çavuş varmış, padişahin tutumundan sıkılır ve kaçar bir köylüye boğaz tokluğuna yardım eder, bu arada İngiliz kıralı Padişah a bir altın saban gönderir ve der ki Osmanlı bu sabanın değerini biçsin yoksa harp ilan edeceğim.
O vaktin sarrafları antikacıları herkes bir değer biçer, fakat hiç biri tam emin değil bu sabanın gerçek değerinden,
Padişah bir ferman yayınlar Her kim ki bu sabanın değerini tan biçer ona çok fazla miktarda altın vereceğim der,
Bunu duyan İncili çavuş yanın da yaşadığı köylüye derki git şu Padişahtan şu altınları al ve hayatın kurtulsun, fakat ben ne dersem korkmadan onu söylemek zorundasın. Köylü kabul eder ve Padişahin huzuruna varır. Der ki,
Padişahim – Nisan Mayıs Ayları Ekine elverişli olursa bu Sabanın kıymeti biçilmez, yok eyer Nisan Mayıs ayları çok kurak yada çok Yağışlı geçerse bu Saban beş para etmez bunu İngiliz kıralı soksun A….n m…a, Padişah der ki sen al şu Altınları de bana bunu sana söyleyen gelsin bu zat İnciliden başkası olamaz.
Peki nerden çıktı bu diyeceksiniz hâklisiniz diyorum ki şimdi (HAYFANKTUR)
Bu ara şu birkaç gün ne diyecekseniz deyin sonra zaten hiç bir şey paylaşamaz olacağız, Hatta sayfalar kapanacak umarım olmaz, ben buralar da olmasam bile, bilin ki ben yine de%78 ver gı verip yine devlete yârdim edeceğim gerçi bu paralar bana döner mi bilmiyorum,
Ben vereyim vergiyi İmam yesin parayı
Derler yorgun zırlama açmayalım arayı.
İyide yarın hastane den randevu almaya kalksam 4,5 tele hesaba yazılacak müneccim değilim ama ilerde denecek ki içki sigara içen ilacını cebinden alacak, iyi de ben ölünce benim aylığım de sana kalacak.
120 bin yayla evinden kira alınacak beyler bu topraklarda yüzlerce sene yaşayıp vergi verdik biz ve dedelerimiz devletten ne istedik, bu yasa çıkarsa ne yayla ne de derelerimizden eser kalmaz. Hadi hakkınızı helal edin gidip gelmemek gelip bulamamak var, güneşli yarınlar sizlerin olsun
DEMA
Bir türkü diyeceğim
Sevenler dinlemesin
Ben sevdim ateşteyim
Bari onlar yanmasın
Sev da ateşte ki köz
Rengine aldanırsın
Maşa ile tutmaz da
Elle tutar yanarsın
Dersin ki bu bir melek
Boyun bükse ağlarsın
En olmadık yalanı
Söylese inanırsın
O senle dalga geçer
Sen her şeye kanarsın
Daldan dala konsa da
Hep ona elde birsin
Velhasıl bu sevdalık
Dizi olur izlersin
Adalet te değişir
Dertlerini gizlersin
Yorgun otur yerine
Sevdalık kim sen kimsin
Niçin ağzın kapanmaz
Anlayan kim ne dersin
KOPACAK İSE KOPSUN
Varsın kopsun kıyamet
Beraber gidelim ki
Bari öte dünyada
Hasret yaşanmaz belki
Bu dünyada gülmedim
Şansım yok Kader bozuk
Ne yaptıysam olmadı
Yaş akar oluk oluk
Oturur düşünürüm
Çocukluğum dan beri
Gençlik kuş olup uçtu
Bir daha gelmez geri
Zaten yüzüm gülmemiş
Ne yanından bakayım
Kadere boyun eğdim
Şansım yok ne yapayım
Ben de onun kuluyum
Üvey evlat mi Sanar
Bir gün yüzü görmedim
Yanar yüreğim yanar
İbrahim değilim ki
Ateşine yanayım
Ferhat ta değilim ki
Yüce dağlar deleyim
Leyla gitmiş bana ne
Çöl mu var ki dalayım
Ya al canımı kurtar
Ya Kaçkar da kalayım
Bu çekilen çileler
Kendi kabahatimdir
Biter mi sanıyorsun
Yazsam da satır satır
Yorgun sen dertlerini
Al sırtına da yürü
Çileyi sen çeker sın
Herkesin tuzu kuru
KİYMETİNİ BİLMEDİK O GÜZELİM YILLARIN
Tolikço nun karşısında Vardevor de odun istisali yapıyoruz ikisi de rahmetli oldu kardeşim Osman ve Yusuf Çakır,
Mikrun de bir kına akşamı var ve oraya gitmeyi kardeşim çok istiyor , ben gidemeyiz dedim hem vakit geç oldu hem de düğüne gidecek durumda değiliz dağda çalışan insanlarız bir hazırlığımız yok, baktım Yusuf abi yanıma geldi
-Yaşar bende düğünleri pek sevmem amma Osman çok istiyor hadi hep beraber gidelim kırma bizi, deyin ce tamam gidiyoruz dedim ve biz yola duştuk,
Daha baluk geçmeze gelmeden gün bitti karardı her taraf, el feneri yeterli değil pil bitmek üzere, güç bela düğün evine vardık arkadaşlar ile sarmaş dolaş horona gırdık, bizi gören horoncu hemen gel bana fora dedi kimsede ses yok,
Kardeşim bir tarafımda Yusuf bir tarafımda , kulağıma ilk ses geldi
Osman dan ve şu sözler takibetti arkasından.
Akşamdan yola çıktım
Işık vermez fenerim
Yolda duran taşlara
Hep çarptı ayaklarım
Kınama gelmiştiler
Dersin ağabeylerım
Bacı git güle güle
Mutluluklar dilerum.
Bir hayli horon oynadıktan sonra yan taraf ta ki bir odaya çağırıldık içki masa si hazır, fakat Yusuf abi kendine verilen kadehi bir büyükçe su bardağına dolduruyor, hayırdır abi ne yapıyon dediğimde – Yaşarum yemek yemişim bu vaziyette bu içki bana bişey yapmaz sabaha karşı kahvaltı yerine bunu vururum deyip dolu bardağı kapı başında ki boş yere koyar, ve kıvrılır bir kenara uyumaya çalışır, eee bizde de fırlama az değil ki, hemen biri uzanır bardağa uşakler bunu ben içeyim bari burde durmesun demesiyle Yusuf abi de gözler açılır hooopppp ne oluyor beee dokunma o benum sabah kahvaltım olacak der.
Yusuf abi Hacı Bekir den emekli hiç evlenmemiş kendini içki ve kumara vermiş yalnız yaşamayı seven biri, Kardeşim Osman onunla çok iyi geçinen ve onun mazisini en iyi bilenlerden ona yazdığı 24 dörtlük tan oluşan şiirini bir gün bur da paylaşacağım her ikisini de rahmetle anar nurlar içinde uyusunlar derim ve yine kardeşimden bir şiir le vedalaşmak isterim bu cebinden çıkan son şiiri idi.
Nesine sevineyim, Dünya öyle fani ki
Acep kaç kişi kalmış, Dönüp geri bir bak ki
Çaresi bulunmayan , Dertler okadar çok ki
Azrail başucumda, Ölüme çare yok ki
Senin ölümün acı, Mühim değil benim ki
Seni herkes anacak, Beni de dostlar bel ki
Senin mezarın mermer, Diken sarmış benim ki
Sana gül getirirler, Bana da rahmet bel ki…Osman ÇALİK
Biz şiirlerimizi bir birimize yazardık ve dağda mola verince yanıma oturur hadi abi der ve bir dörtlük o derdi bir dörtlük ben ikimizin de gözünden yaş gelince, yine o derdi ki abi kalk işbaşı ağlama zamanı değil, ne güzel insandın kardeşim çok özledim çokkkk..
ANLATAMADIM
Dilim varmaz, gerek te yok adına
Giderken baktın mı, donup ardına
Her şeyin vardım da, şimdi farkına
Ben sana aşkımı, anlatamadım
Ne laftan anladın, ne halden bildin
Bir kalemde tutup, her şeyi sildin
Ben sana tutkundum, sen bana eldin
Olmadı sevdamı, anlatamadım
Denedim her şeyin, son çaresini
Özlediğim oldu, güzel sesini
Ayrılığın yerken, o sillesini
İçim kan ağladı, anlatamadım
Bilmez mi sanmıştın, kör mü belledin
Yoksa kara cahil, aptal mi dedin
Her sefer tuttu da, keçi inadın
Ben sana derdimi, anlatamadım
Olmadı sayende, olmadı işte
Kalktı aramızda, geliş gidiş te
Duman tütmaz oldu, sondu ateşte
Sana yangınımı, anlatamadım
Sen kendini ilah sandın, belli ki
İstese şu yorgun, ne yapmazdı ki
Bütün dertlerimi, bildi de, saki
Bir sana derdimi, anlatamadım
BİTMEZMİ SANİYORDUN
Ömür bir kuş misali
Geldi geçti yel gibi
Bensiz yapamayanlar
Şimdi durur el gibi
O benim güneşimdi
Ben de ona Ay gibi
Hep beraber olurduk
İğne ile tel gibi
Kokusu yayılırdı
Taze açmış gül gibi
Rüzgar vurdu dağıldı
Sanki kuru çöl gibi
Her şeyin bir sonu var
Gece gibi gün gibi
Mazi aklıma gelir
Daha yeni dün gibi
Yürekler parçalanır
Tuz buz olur cam gibi
Tükenir umutların
Devrilirsin çam gibi
Saçına aklar düşer
Dağlar da ki kar gibi
Beklersin kardeleni
Sanki umut var gibi
Yaz biter bahar biter
Rüya gibi düş gibi
Yalpalayıp gidersin
Anlamsız sarhoş gibi
Veda zamanın gelir
Meçhule gider gibi
Yorgun bu yolculuğun
Sonsuzluğa der gibi
SENELER SENELERI
Varsın kovalasın, yıllar, yılları
Hileli saysan da, tüm aynaları
Ak düşen saçları, kırışıkları
Bir kenara bırak, hayata sarıl
Güneş bulutlardan, göz kırpmıyorsa
Gidenler ardına, hiç bakmıyorsa
Ateş yakmaz olup, su boğmuyorsa
Bir kenara bırak, hayata sarıl
İnadına yaşa, sen inadına
Her turlu çiçeğin, baksan tadına
Hataların varsa , kendi adına
Bir kenara bırak, hayata sarıl
Geçmişten mazı dan, yoksa bir eser
Gelip yığıldıysa, önüne dertler
Yok olup gitmiş de bütün ümitler
Bir kenara bırak, hayata sarıl
Sitem etme, anlamaz vefasızlar
Sarmışsa çevreni, hırsız arsızlar
Yorgun, kuru dallar, çiçek mi açar
Bir kenara bırak, hayata sarıl…
BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR DERLER SANA NE
Baştan oy verme seyidin
Var mı, yalan söylüyorum
Bana ne açtan yoksuldan
Ben yolumu buluyorum
Ne olmuş çocuk çalmışsa
Birkaç villa kapatmışsa
Usul süz işler yapmışsa
Ben işime bakıyorum
İstifa et diyormuşsun
Arkam dan konuşuyorsun
Bak seçmen çok oluyorsun
Savcıyı da sürüyorum
Bu işler boş mu sanı yon
Dediğime inan mi yon
Beni niye anlamı yon
Ben de çocuk besliyorum
Boş yere mi bakan olduk
Bakın ülkeyi de biz böldük
Aç mı kalsın çoluk çocuk
Gemi cık mi alıyorum
Şube müdürleri gitti
Savcıların işi bitti
Polis kaleye gol attı
Ben istifa etmiyorum
Kandık din iman var diye
Ciğer emanet kediye
Yorgun der ki afiyetle
Zehir zıkkım ye diyorum..
FAZLASİNİ DİYEMEM KİSSEDEN HİSSE ALIN
İzmir deyim kordonda gezerken aylak aylak
Bir ara düşündüm da, dedim bu mu yaşamak
Köyden kalkmış gurbet e, gitmiş sin sanat için
Oysa kölesi oldun, para denilen piçin
Dürümcü bağırırken, hadi dilden yanaktan
Öpüyorlar mi sandın, her güzeli dudaktan
İşte gurbet bu dostum, bezdirir yaşamaktan
Sana hiç nasip olmaz, ne dilden ne yanaktan
Zaten ilk yanlışındı, kopup gelmek vatan dan
Ayrıldın kültüründen, hem anandan atandan
Efeler ağır ağır, oynarken harmandalı
Sen hayalini kurdun, özledin samistalı
Ya Ayder Çat Elevit, Kavrun unutuldu mu
Geride kalanların, Dertlerden kurtuldu mu
Ankara ya gidenler, farklı mi İstanbul dan
Maaş az sigorta yok, patron anlamaz haldan
Samsun Bursa Antalya, Dünya kazan biz kepçe
Hep hizmet sektörün da, eller şahin biz serçe
İster işçi ol ezil, İster patron ol somur
Bölüşürler malını, derler ki bitti ömür
Emekli olmuşsun ya, hadi der sin gidelim
Özlemini çektiğim, beni bekliyor evim
Kapı baca kilitli, ne ana var ne baba
Çatı çoktan çürümüş, ev de de yanmaz baca
Ahırında sığır yok, bahçen de de lahana
Arazın başkasın da, paydan düşmemiş sana
Velhasıl bu iş uzun, yorgunun da vakti yok
Kal kendi vatanın da, kimi aç ol kimi tok
Bur da kalanlar ise, bir gaflet uykusun da
İşçi olacak hepsi, kendi arazisin da
Dünya gülistan olsa kaç yazar
Kuzey Moci
Aç bütün perdeleri güneş içeri vursun
Gece dönsün sabaha gündüze ibret olsun
Baharın Çiçekleri gönül dalına konsun
Yürek engel tanımaz yaşarken görmedin mi...
Kuzey Moci
Aç bütün perdeleri güneş içeri vursun
Gece dönsün sabaha gündüze ibret olsun
Baharın Çiçekleri gönül dalına konsun
Yürek engel tanımaz yaşarken görmedin mi...
Halil İbrahim Orta
ÖMÜR GELİR GEÇER TÜKENİR,HABERSİZ SESİZ
YAŞASAK NE OLUR GÜÇSÜZ,YORGUN,NEFESSİZ
HER ŞEY DÜZELSE DE BEDEN BİTKIN DÜZENSİZ
BUNDAN SONRA HER GÜN BAHAR OLSA KAÇ YAZAR.....
Yaşar Çelik
Gözler görmez olur kulaklar duymaz
Dil bir kelam etmez ayak oynamaz
Seçilen atanan bir sürü aymaz
Yılda bir kez ansa bizi ne olur…
Halil İbrahim Orta
neler geldi geçti neler gelecek
yaşarken insanlar kiymet bilecek
gençlikte ki bahar geri dönecek...
her günüm kiştan yaza dönse ne yazar..
Yaşar Çelik
Şimdi neye yarar kıymet bilseler
Dünyayı önüne açıp serseler
Kaybolan yılları geri verseler
Beden çöktü ömür bitti kaçyazar…
Halil İbrahim Orta
geçmişte yaşadık şükürler olsun
isteriz insanlar hep mutlu olsun.
kimse üzülmesin,yaşasin gülsün
bundan sonra zaman dursa ne yazar...
Yaşar Çelik
Zaman durmaz gider bir sel misali
Bize anlatılır peri masalı
Var mi engellinin tutacak dalı
Dünya gül gülistan, olsa kaç yazar…
Semanur Dilek
Allah takdir eder,kulları çeker
zehir vardır cana gelir bal şeker
imanı kav(i) olan tevekkül eder
isyan edip küssen söyle kaç yazar
Yaşar Çelik
İtiraz im yok ki verdiği derde
Fakat bazı kullar çekiyor perde
Elbet ondan gelir hayır da şer de
Kış ortası çiçek açsa kaç yazar…
PARA SESİ KARİ SESİ SU SESİ
Üçünüzü bir sevdim, dört dörtlük idi hayat
İkiniz terki diyar, edip, göçüp gittiniz
Su sesiyle baş başa, şimdi bir tek ikimiz
Su temiz hava temiz , gayet iyi keyfimiz
Şimdi para sesin den, kari sesin den uzak
Para aslan ağzında, çok zor imiş kazanmak
Kari dırdır i bitmez, imkan sizmiş katlanmak
Meğer daha güzelmiş, sizden ayrı yaşamak
Para, sen her belanın, musibeti başısın
Seni köpek yemez de, zenginin oynaşisın
Sen fakiri, ne duyar, ne görür sun ,şaşisın
Hadi ben den uzak ol, Allah belanı versin
Kari şeytana bile, pabucu ters giydirir
İşve eder naz eder, seni yoldan caydırır
Hele o ağlama si, istekleri bezdirir
Tam güleceğim derken, hayatını kaydırır
Sonun da bana kalan, sadece bir su sesi
Ne paranın pis gücü, ne dilberin busesi
Zaten yorgunun yoktu, su dan başka kimsesi
Bu hayat biter bir gün, kalır hoş seda sesi…
ŞAİR ŞİİR YAZMAZ SA YAKINDA SAZ DA SUSAR
Yolcu ettik gittiler, sanma geri gelecek
Bir sebep yok ki artık, oturup demlenecek
Şairin yüreğinde, şiir den yeller eser
Şimdi var mi öyle aşk, şerefine içecek
.
Elimi çektim artık, şiir den kadehlerden
Tadı yoksa hayatını, kopsun en ince yerden
Himmetine muhtaç mi, Sanmıştın divaneyi
Sen deki muhabbeti, yaratır başka yerden
Hadi kaldır kadehi, Demeye, ne lüzum var
Raks etmez ahu dilber, Kemancı hüzzam çalar
Bu matem sevdaların, Bittiğini gösterir
Gerçek Aşk Sevda yoksa, Şair şiir mi yazar
Kar yağıyor dağlara, Ağaçlara dallara
Çilingir sofra siydi, Derman büyük Aşklara
Ne büyük Aşklar kaldı, nede minik sevdalar
Artık tat almaz yorgun, uğramaz masalara - See more at: http://kavrun.tr.gg/KAVRUN-AJANS.htm#sthash.dJwXsghy.dpuf
ŞAİR ŞİİR YAZMAZ SA YAKINDA SAZ DA SUSAR
Yolcu ettik gittiler, sanma geri gelecek
Bir sebep yok ki artık, oturup demlenecek
Şairin yüreğinde, şiir den yeller eser
Şimdi var mi öyle aşk, şerefine içecek
.
Elimi çektim artık, şiir den kadehlerden
Tadı yoksa hayatını, kopsun en ince yerden
Himmetine muhtaç mi, Sanmıştın divaneyi
Sen deki muhabbeti, yaratır başka yerden
Hadi kaldır kadehi, Demeye, ne lüzum var
Raks etmez ahu dilber, Kemancı hüzzam çalar
Bu matem sevdaların, Bittiğini gösterir
Gerçek Aşk Sevda yoksa, Şair şiir mi yazar
Kar yağıyor dağlara, Ağaçlara dallara
Çilingir sofra siydi, Derman büyük Aşklara
Ne büyük Aşklar kaldı, nede minik sevdalar
Artık tat almaz yorgun, uğramaz masalara
VARTOVOR
Madem maziye daldık çayırlık tırpan derken bari vartevorun hatrı kalmasın, o ne güzel heyecandı bir yıl hayalını kurduğumuz yaylaya gidiş. Gurbetten hazırlık yapıp köye gitmek ve ertesi gün yaylaya yol almak, delikanlılarda geniş paça tantolon silah belde mermiler çaktırmadan ya annenin yada kardeşinin yüküne gizlice yerleştirmeler, Heyecan la yola koyulurdu tüm köy halkı Ayderi geçerken tulumcu ortada ünde erkekler arka sırada bayanlar o yıl evlenen gelinler erhamli tençkapli.
Daha havumeyide başlardı türkü söylemek mermi atmak selam verilirdi aydere selam alırdı ayderli belden çektiği tabanca sile, galerde toplanırdık sofra kurulur du düze bir yanda bayanlar bir yanda delilikanlilar çilingir sofrası çok farkli idi şimdiki masalardan , ne şakşüka olurdu nede rus salatası birkaç dilim kavurma elma armut hıyar o mis kokan peynir olmadan rakı haram olurdu insana.
Horon halkası genişlerdi türküler denirdi çamların dallarına sevda kokuları yayılır dı yayla bayırlarına. Ceylan bakışlıydı kızlar belde lahuri kuşak kendi dokuduğu renga renk desenli kazağı başında şifonu Iran şayi ile, bir çoğunun belinde gizlediği 7.65 tabancası ile hükmeder gibi idi dağlara pembe yanaklarında saklardı yüreğindeki en gizli sevdasını, 365 gün antreman yapmış sporcu hiç kalırdı onun yanında, halter çalışırdı çayır ve odun yükü ile atletizim idi onun zamanla koşturmacası.
Angeldeğden yayla görününce bir hoş olurdu yürekler, Çocuklar karşılardı ilk önce sarılırdı Annesine ablasına Babası yada abisine o yayla kokulu kırmızı güneşten yanmış yanakları ile. Bir elma yada gurbetten getirilen birkaç akide şekeri tutuşturulurdu o minik ellerine, Ebru gündeşe verilen uçaktan daha sevindirici idi onun için o verilenler bilirdi onların helal olduğunu kimseye vermezdi kimse de elinden alamazdı zaten.
Adiçekmede başlardı tüfeklerin tabancaların namlusundan lav püskürmeler
Dağlar şenlenir yaylacılar Çemahutte toplanırdı, Türkü diyerek girilirdi vanaga,
Akşam çardahta horon başlardı kızlar evden seyrederdi yaşlılar maşala dibinden
Delikanlı türkü der,
-Gökte yıldız yüzatmış
mevlam neler yaratmış
Kaynanam çulli çirkin
kızını gül yarat miş..
Gizli sevdalı si yanındaki sırdaşına sorar,
-Kaaa benum anam okadar çirkinmi dur diye)
Lüküsün ışığı ile titribalar parlar kapı aralığından Tulumcu dertli dertli çalarken horon vuranın sesinden başka ses çıkmaz, varsa söylenecek sözü olan türki ile anlatır meramını Haydi gel bana fora size iyi türkiler
19 MAYIS BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN GENÇLER
Eyy genç kuşak uyanın Samsundan doğmayacak
O CUMHURİYET verdi görev senin dır ancak
Taziz verme hakkin dan Bayrak dalgalanacak
Mollanın karanlığı, ışığın den korkacak
Oku hitabeyi bak bu günü anlatıyor
Her yandan sarılmışız Ülkede kan akıyor
Bir gaflet uykusunda hiç kimse uyanmıyor
ATAM in aldığını birileri satıyor
Senin bayramlarını engellemek isterler
Aydın fikirlerine belki de kin beslerler
Sen özgür yaşa hur ol onlarda sarık fesler
Sahip çık vatanına ışık saçsın fikirler..
SELAM
Balduz Pınar bulanmaz soğuktur oturulmaz:
Gene kalkar giderdum Ayaklarum salınmaz:
JACK la muhabbet ettuk dedı gitma pinara
Hem ondan hem de ben den selam arkadaşlara:
Yaşar Çelik
SANA ÇİMENTO OLSAM,
SENDE BANA OLSAN KUM
ÖYLE BİR SARILSAK Kİ
KOYNUNDA GELSE UYKUM
HATİCE YENGEM NURLAR İÇİNDE UYU
Duymadık sesinin yüksek tonunu
Biliyor dun meğer işin sonunu
Niçin reva gördün sen bize bunu.
Ne yaptık ta bizi böyle bıraktın
Neden dertlerini attın içine
Var mi böyle gitmek hiçi hiçine
Geride kalanın şimdi suçu ne
Ne yaptık ta bizi böyle bıraktın.
Baba ocağından vatan dan ayrı
Paranın pulun da olmadı hayrı
Bu derde yürekler dayanmaz gayrı
Ne yaptık ta bizi böyle bıraktın
Anne deyip sarılmaz evlatlar
Eşinin gözünden akıyor yaşlar
Cana gelir tek tek tüm hatıralar
Ne yaptık ta bizi böyle bıraktın:
EY UYKU
Eyy uykum senle benim aram hiç düzelmez mı
Sabah kalkıp kaybolan akşam geri gelmez mi
Kirpiklerin altına koymuştum anahtarı
Arayan bela bulur bir anahtar bulmaz mı
ESKI BİR KOY DÜĞÜNÜ
Bir düğün hevesi var, İçimde, titreyerek
Ütüledim pantolu , Yatağıma sererek
Sabah oldu yürüdüm, geydum iskarpinleri
Tabancama özenle, doldurdum mermileri
Adim adim yaklaştum, koy görundi karşiden
Yarum akluma geldi, heyecanlandum birden
Bu gece koç akşamı, düğün yarun ölecek
Sevduğum kez kena da , kim ile oyniyecek
Verduk omuz omuza, Tulum şişti kaynıyor
Türki sesumuz ile, yer yerınden oyniyor
Yanaştuk eve doğru, belden çıktı silahlar
Bastuk yaylim ateşi, inledi karşi dağlar
Kapı de karşiladi, Kaynata ile damat
Uzak yolden gelmişiz, deduk odayı donat
Damat dedı buyurun, ev sizun heyet sizun
Bide horon oynayun, hatri var koçunuzun
Tulumcu havalardan, seydıoğlunu çaldı
Biz başladık horona, seyırcı baka kaldı
Yavaş yavaş çoğaldı, doldı maşala dibi
Odalardan titriba, parlardı güneş gibi
Odada baca yanmış,hazır bekliyor yemek
Bu gece görevimiz, yeyip içip eğlenmek
İple çektik sabahı, yürüdük kızevıne
Yol boyu türkü dedık, damat ile gelıne
Orda kapı kestıler, zor alındık içeri
Dışarıda beklerken , ındırdık saçakları
Yine horon başladı, yine dendi türkıler
Gelin çıkarma ile, gelini ağlattıler
Dedilerki gelina, ağlarsan gitmiyelum
O da derki ağleyim, bi yanden da gidelum
Oğlan evina gelduk, yenge kete geturmiş
Bir yanden türki derler, gençler horona durmiş
Çağırdık ta geldiler, sağdıç damat horona
Tulumcuya tam fırsat ,pişma vurecek ona
Kaynana kaynatayı, turkı ıle isteduk
Gelin ile damada , mutlulukler dıleduk
Sabah hodeçkin verduk, mendilde kete lokum
Örf anane dedi ki, Yorgun ben daha yokum
İşte böyle bir anı, eski den kalan bende
Bilmem hatırladın mı, okuduğun da send----
TULUM BİR SES VERMİŞTİ
Tulum çok güzel çaldı beni de koparmıştı
Yüreğüm sessuz sessuz eskilere gitmişti
Dedum bir ses vereyim tam serası gelmişti
Meğer se kamera nun şarzi çoktan bitmişti
VAR İLE YOK ARASI
Sabah uyandığın da bir bakarsın ben yokum
Benle beraber gitmiş Rakı Sigara kokum
Şimdi gelecek diye Kahvaltı hazırlarsın
Boşa kurma sofrayı bundan sonra ben tokum
Bu ayrılık bedenin, Sessizce gidişidir
Acımasız yılların, Ömrün tükenişidir
Bir eskiciyi çağır, De ki gözüm görmesin
Benden kalan ne varsa, Topla hepsini kaldır
Belki hatıraların izi kalır köşede
Belki de Sigaramın, sararttığı perdede
Yıka onu da gitsin, Görüp hatırlamayın
Belki benle gelirler, Dert te biter keder de
Bu gidişin ardından, Kaç gönül yaş dökecek
Belki de can dostlarım, Derinden off çekecek
Arkamdan su atmayın, Zahmet etmeyin lütfen
Bu yolculuk uzağa, Sanma geri gelecek
Her canlı son noktayı, Koyacak hiç bilmeden
Bitecek bu macera, Doya doya gülmeden
Her derdin çilesini, Sırtına yüklenirsin
Derki buraya kadar, Dayanamaz bu beden
Hani sen yaşa diye, İsmin Yaşardı senin
Hane o bir bakışa, Gönlün taşardı senin
Yorgunsun yıllar yılı, Var mıdır yol azığın
Bekle belki de gelir, Dostlarından rahmetin…
HİCRAN NEZAMAN BİTER
Kanadından yaralı,
Körpe serçe misali
Havalanma yüreğim,
Unut çiçekli dalı
Ne işin vardı senin
Gül dalı nene gerek
Kırıldı kol kanadın
Şimdi gez sürünerek
Dumanı yok közü yok
Yandığın ateşlerin
Aşk boyun eğdiriyor
Hükmü yok ki sözlerin
Vefa dan eser yok ki
Sadece bir semt ismi
Henüz bir mutluluğun
Çizilmedi ki resmi
Suya yazılan aşklar
Hep denizlere koşar
Sen kuma yaz aşkını
Taşa yazarsan çatlar
Bir sevdalı bakışa
Akarsa gözden yaşlar
Hicran ne zaman bitip
Vuslat ne zaman başlar
Dur dinlen yaralı kuş
Varsın uçanlar uçsun
Havalanmak neyine
Yaralı ve yorgunsun
ARADA BİR KARŞIBERİ
Yaşar Çelik
HAYDE TUT ELLERUMDEN
GEL GİDELİM YATAĞA
NELLET YÜZÜNA OLSUN
BAŞLAMA AĞLAMAĞA
Musa Devrim
HEYDE GİDELİM OLMAZ
SEVMEYİ UNUTMUŞSUN
AĞLADIĞINA GÖRE
BELLİKİ KORKUTMUŞSUN.
Yaşar Çelik
AHH SEVMEYİ UNUTSAM
MUJDE VERURDUM BİRDA
BENUMKİ SADE HAYAL
YAZDA BİTTİ BAHARDA…
Serdar Kamber Ibili
Ya ölüm ya ayrılık
bizi onlar ayırır
Ayrılıkda ölümün
kan kardeşi sayılır.
Yaşar Çelik
NE ÖLÜM NE AYRILIK
BİZE HİÇ UĞRAMASIN
AZRAİL GELECEK SE
EVVELA BENİ ALSIN..
Serdar Kamber Ibili
azrail yazmaz seni
bu yılki evrağuna ,
duman olup sarilsan
kaçkarun dağlarina
Yaşar Çelik
ZATEN GöTüRMEDİMİ
BELDEN AŞAĞİSİNİ
MİNNETMİ EDECEĞİM
ALINCE GERISINI…
Serdar Kamber Ibili
Gürgen bedenin yaştur
Dalun niye kurumuş
Belden aşağun yok diye
Yureğunde mi kurumuş
Yaşar Çelik
YÜREK Mİ KALDI ARTUK
YÜZBİN YERDEN DELİNMİŞ
BİR GİT TA GEZ ORMANİ
NE GÜRGENLER DEVRİLMİŞ.
Serdar Kamber Ibili
Karamişun dalini
Budadum ettum kazuk
Şükürsüz geçen ömür
Yazık Yaşarum yazuk.
Yaşar Çelik
GEÇTİ NASİHAT ÇAĞUM
ÖMRÜ ETMİŞİM AZUK
SANKİ BAŞKA KULU YOK
HEP BENMİ YEYİM KAZUK…
Serdar Kamber Ibili
bu boyle uzar gider
sabahi bulur gece
yureğuna sağluk
muhteşemdi her hece
Yaşar Çelik
Bende zaten yoruldum
Kaç yere yazıyorum
Bu geceluk bu kadar
Seyırcı yapsun yorum…
DERT ÇEKMEYE GÜCÜM YETMİYOR
Musa Devrim
HASRET DAĞLARINA ÇEKİLDİ SETLER,
BAZEN YÜREKLERİ COŞTURUR DERTLER,
CANDAN DOSTLARIM VAR YOLUMU BEKLER,
GELİRİM DEMEYE GÜCÜM YETMİYOR.
SENİNDE BENİM GİBİ RUHUN YARALI,
FELEK BİLE ÇEKTİ UZATMAZ ELİ,
MUTLULUKTAN COŞSUN BÜLBÜLÜN DİLİ,
ŞAKISIN DEMEYE GÜCÜM YETMİYOR.
Yaşar Çelik
BELLİ DOSTUM SEN DE YÜKÜ YÜKLENDIN
NE OLDU DA BU DERECE DERTLENDIN
GALİBA YANLİZSİN İYİ DEMLENDIN
NE İÇTİN DEMEYE GÜCÜM YETMİYOR
ZATEN BİZİ BULUR DERT İLE KEDER
SANMA Kİ KOVSAKTA BİR YERE GİDER
VALİDE TOPRAKTA HASTADIR PEDER
ARTIK DERT ÇEKMEYE GÜCÜM YETMİYOR…
Musa Devrim
AH DOSTUM AH OTUR ŞÖYLE YANIMA,
BARİ AÇ YETMİŞLİK GİRDİN KANIMA,
DERTLER BAZEN TAK EDİYOR CANIMA,
BOŞ VER GEÇ DEMEYE GÜCÜM YETMİYOR.
SORMA YAŞAR SORMA ÇÜRÜDÜ TEZLER,
BOTOKSLA DÜZELMEZ ÇOK DERİN İZLER,
DAYANAMAZ BAZEN AĞLIYOR GÖZLER,
MENDİLİ ALMAYA GÜCÜM YETMİYOR.
Yaşar Çelik
BU GECE SEN GİBİ BENDE DARDAYIM
SENDEN DAHA BETER İNAN ZORDAYIM,
HARMAN ET DERTLERİ BARI AĞLAYİM,
YÜZE GÜL DEMEYE GÜCÜM YETMİYOR==
ANLAT MUSA DOSTUM DURUR DİNLERİM,
BOTOKS KABUL ETMEZ BENİM GENLERİM,
BU DERDİN ÜSTÜNE ÇOK İÇME DERİM,
TESELLİ OLMAYA GÜCÜM YETMİYOR...
DERDE DERMAN
Eyy benim sol yanımın
Şifa bulmaz ağrısı
Derdime derman olmaz
Bana senden gayrısı
Sen bir tek gülüşünle
Şifa dağıtıyorsun
Beni sen sevdan ile
Ayakta tutuyorsun
Gitmeye gücüm yetmez
Ayrılmak gayrikabil
İstersen canimi al
Sevilmeye mukabil
Titreyen bir ses gibi
Kulağımda çınlarsın
Senden ayrı kalamam
Beni bir sen anlarsın
Sen yoksan hayat durur
Su akmaz çiçek açmaz
Kaybederim yönümü
Bütün yollarım çıkmaz
Dola şu kollarını
Haydi sarıl ne olur
Yıllar yorgun ben yorgun
Dertler belki son bulur
ZEKİ MAFRAT VE GÜNGÖR OFLU ye
Bu gün de yine sessiz
Yine issizdi dağlar
Belki sen yoksun diye
Sararmıştı yapraklar
Her ağaç ayrı bir dert
Ayrı hasret simgeler
Özlem vagonlarında
Geçip gitti seneler
Yapraklar tane tane
Ayrılırken dallardan
Medet umar gibiydi
İnsafsız rüzgarlarda
İşte tam bu sırada
Bir telefon çınladı
Ankara da anıldım
Güngör bacım aradı
Dost meclisi güzeldir
Mazi gözde canlanır
Hatta Zekiyi alıp
Mafratlara gidilir
Selam olsun dostlara
Çat Elevit Kavrun dan
Belki özlem giderir
B şiir da yorgundan
BÜTÜN DERTLERE İNAT
Semanur Dilek
yürekte bir yangın var,dil ateş gönül ateş
yaşamak zorunluluk,yürekte yas gözde yaş
ben onu,bunu bilmem zor zanaat insanlık
bunca riya içinde taşımak zor arkadaş..
Yaşar Çelik
durup duşunmek lazim kimdedır bu kabahat
Yine yaşamaliyiz bütün dertlere inat
Divane olsak bile şiir dır tesellimiz
Biz doğruyu yazarsak uyanacak kainat
kaç yazar
Bayram gelse kaç yazar,Dertlere Bayram olmaz
Hiç kimsenin kimse de ınanın ahi kalmaz
Zengine itibar var düşenin dostu olmaz
Dünya hep hile hurda aptal olan anlamaz..
ELBET HERKES GİDECEK
Bir gün bende giderim
Hiç bir şey götürmeden
Niçin mutlu değilim
Yaşamak ise neden
En çileli kısmıdır
Benim payıma düşen
Nedir şu yüreğimde
Kemirip beni deşen
Dert bir fırtına gibi
Sağdan soldan esiyor
Yaşama sevincimi
Umudumu kesiyor
Dayan diyorum gönül
Sabrın sonu selamet
Bitecek bu gün yarın
Çok az kaldı ha gayret
Ey feleğin sillesi
Hep ensemde şaklama
Birazcık te ele ver
Derdi bana saklama
Ben de neşeden alsam
Bana düşen hissemi
Yorgun hadi yürü git
Gülerim sandın he mi
Divanedir Şair Gönlum
divane
kalmasun yaşar abim,taş ustune taş burda
böyle ağlatur işte,insaf yok ise yarda
sikmayasun canunu sevenlerun saolsun
ben sana ne diyeyum derum ki ,eyki varsunn :
Yaşar Çelik
Oyy senun gözlerun den öpmez miyim divane
Bu dünyadan fayda yok öte taraf şahane
Bilirim dostları mi benimkisi bahane
Seveni severim de eleştiririm yine
Şair bacım ne olur hiç bakma kusuruma
Yularda ki düşürdü beni de bu duruma
Durmadan gidiyorum sonsuz bir uçuruma
Bak hayatım ortada lüzum yok ki yoruma..
BANA SARHOŞ DİYORLAR
Musa Devrim
BANA SARHOŞ DİYORLAR DERDİMİ BİLMİYORLAR
BEN İÇER BEN AĞLARIM KİME NE ZARARIM VAR
SARHOŞUM AYYAŞIM HOR GÖRME ARKADAŞIM....
KALDIR KADEHİ YAŞAR,TOKUŞSUN KADEHİMİZ
BİZİ OKUYANLARA MEZE OLSUN DERDİMİZ
İÇELİM ŞEREFİNE BİR YANDA DERT VE KEDER
HOR GÖRMEZ BİZİ KİMSE NEYLERSİN BÖYLE KADER.
Yaşar Çelik
ZATEN HEP TOKUŞUYOR BOŞ GÜNÜM MÜ VAR MUSAM
GELSEM ESKİ ŞEHİRE ŞİMDİ YANINDA OLSAM
VERİP KAFA KAFAYA SESSİZ SESSİZ AĞLASAM
BELKİ BİR HAFİFLARDİM DERDİMİ SANA DOKSAM.
Musa Devrim
AT BİR SİLLE HAYATA,BOŞVER DÜŞÜNME DERİN,
NE ZAMAN İSTERSEN GEL,BAŞIM ÜSTÜNDE YERİN,
NE DERT KALIR NE KEDER,İKİ DOSTUN HARINDA,
OTURUP DERTLEŞİRİZ,PORSUĞUN KENARINDA.
Yaşar Çelik
BİR ZAMANLAR GELMİŞTİM, PORSUH AKTI RENGA RENK
SEYRETTİM KENARINDEN, SANKİ BAŞKA BİR AHENK
ELBET GÜZEL OLUR DU SENİNLE ORDA İÇMEK
BENİ NE ÇAĞIRIRSIN AKLINDA YOKMİ GELMEK…
DESEM KİM ANLAR SANKİ
Oyyy benim çilelerim
Beri gelin dertlerim
Kimse beni işitmez
Ben derim den dinlerim
Öyle güne geldik ki
Sabır taşı çatlıyor
Kimileri aç yatar
Kimisi ip atlıyor
Güzel Çamlıhemşin im
Sen yetim ben gariban
Yok mu dur kimin kimsen
Dışarda mıdır Baban
Sen gurbete gönderdin
Dedemi Varşova ya
Onlar pasta ekmeği
Tanıttılar Dünyaya
Şimdi namerde muhtaç
Duruşun üzer beni
Şöyle bir kalk ta silkin
Dünya tanıyor seni
On binler ce pınardan
Süzülür gelir suyun
Ve lakın furtunan da
Oynanır ince oyun
Sen enerji den öte
Bana can veriyorsun
Ben sana kıyamam ki
On dan Hur akıyorsun
Yine dost yüreklere
Yorgundan bir serzeniş
Ah dünya sen var sin ya
Bana dar ele geniş
HEP SANA DIR HEP SANA
Nerde benim al yanaktan öptüğüm
Hane benim gençliğimde taptığım
Sen bu düşünceden arın be gülüm
Ne oldu da şimdi olduk kör düğüm
Sen sabah çisesi gül kırağısı
Sen nazlı bülbülün çileli sesi
Ben neyinim dersen, günün birinde
Sen benim gönlüm de aşkın cilvesi
Nazlanırsın diye nazın da hazım
Sen bana çok değil ben sana azim
Şiirler yazsam da bestelen mi yor
Düzen tutmuyor ki elimde sazım
Sevdan tarifsizdir yetmez kelime
Her sabah her akşam düşer dilime
Belki merak eder beni düşünür
Sorarsan halimi kalp lime lime
Bu değildi elbet tasarladığım
Ne sağlığım kaldı nede varlığım
Yorgunum yıllara yenik düşmüşüm
Bilirim yok oldu tüm ağırlığım
ÖTESİNİ ARAMA
Sen benim sevda gülüm
Kalbimin tık tak sesi
Bana hayat verensin
Yok ki bunun ötesi
Her nefeste içime
Seni dolduruyorum
Sen benim Işığım sin
Senle can buluyorum
Bir gülüşün ruhumda
Yeşertirken bağları
Bir kaş eğmen devirir
Yere yıkar dağları
Sen ki benim ruhumun
Engin denizlerisin
Güneş gözlerin baksa
Karları eritirsin
Ey benim sevda gülüm
Polenlerin bal olur
Benim şu yorgun gönlüm
Seninle huzur bulur
DOSTLARIMA HERHABA
Bu gece kafam kıyak
Sarhoşum arkadaşlar
Yine daldım derine
Akar gözümden yaşlar
Ben içer ben ağlarım
Kime ne zararım var
Aklımdan çıkmıyor ki
O eski sevdalıklar
Zemheri de gül ister
Benden şu deli gönül
Öyle çaresizim ki
Ne lale var ne sümbül
Bu gece ben güçsüzüm
Şiir tütmüyor ayar
Dağlarıma kar yağmış
Neylesin garip Yaşar
Yorgunum bir çareyim
Göz görmez ki göreyim
Dostum sen güzel yaşa
Ben mutluluk dileyim