KAVRUN AJANS
REİSİN KÖŞESİ
KAVRUN RESiM -YENİ
ÇAKUT-20-YAŞINDA
AŞAĞI KAVRUN RESİM
HENUKiDEN ŞiiRLER
KAVRUN VİDEOLARI
AYDER RESİM YENİ
AYKIRININ OBJEKTİFİ
KAÇKAR RESiM-YENİ
ÇAKUT RESiMLERi
AMLAKİT RESİM-YENİ
ÇAMLIHEMŞİN-RESİM
SÜLEYMAN ALBAY
MEKONUN RESİMLERİ
HASAN ÖNDER-RESİM
HEMŞİN YAYLALARI
08-03-2008-AMLAKİT
YÖREMDEN FIKRA
ZiYARETÇi DEFTERi
İBİLİDEN ÇAKUT
ŞAİR YAŞAR ÇELİK
SİZDEN-BİZDEN
MAZİDEKİ RESİM-YENİ
MİSAFİR FOTOLAR
YÖREMDEN MANZARA
TULUM ÜSTADLARI
UNDEN BUNDEN
ESKİ DÜĞÜNLERİMİZ
GİDİ ESKİ GÜNLER
GÜZEL GECELERİMİZ
MİSAFİR VİDEO -
AMLAKİT VİDEOLARI
YÖREMİZDEN MÜZİK
ÇAMLIHEMŞİN VİDEO
ÇAMLIHEMŞİN SLAYT
HALA-ÇUKLANUT
KAÇKAR VİDEOLARI
ELEVİT VİDEOLARI
POKUT VİDEOLARI
PALOVİT VİDEOLARI
SAMİSTAL VİDEOLARI
HAZİNDAĞ VİDEOLARI
AYDER VİDEOLARI
AYDER SLAYTLARI
KAVRUN SLAYTLARI
AMLAKİT SLAYTLARI
ÇAKUT VİDEOLARDA
YAŞAR ÇELİK VİDEO
REİSİN VİDEOLARI
SALİH GÜLAS VİDEO
YÖREMİZDEN SLAYT
ELEVİT VARTOVOR
AMLAKİT VARTOVORU
KAVRUN VARTOVOR
PEHLÜL MEHMET
FOTO EYÜPHAN
YALÇIN ŞAHİN VİDEO
KARMATE
GÖKHAN BİRBEN
BEHÇET GÜLAS
FATİH REYHAN
SELİM GÜLAY
HÜSEYİN ALTAY
UĞUR YAZICI
BÜLENT BEKAR
DİNDAR GÜNER
MAHMUT TURAN
GARİPİN TORNU TAHİR
BAY ALİ YILMAZ
ÖZBAY DEMİRCİLER
HÜSEYİN REYHAN
REMZİ BEKAR
ERCAN BEKAR
İŞTE ÖYLE BİŞE
ÇOK İLGİNÇ
BEL ALTI FIKRA
=> BEL ALTI FIKRALARI-1-
KAVRUN AJANS GÜNCEL
 

BEL ALTI FIKRALARI-1-

psikolog
 
Kadınla kocasının arasında uzun süredir bir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş. En sonunda çareyi karısını bir psikoloğa götürmekte bulmuş. Psikolog genç ve güzel kadını problemini cözmek için :

"Anlatın bakalım bir gününüz nasıl geçiyor "demiş.

Kadıncağız baslamış anlatmaya ...

"Sabahlari işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para bulunmadığından soför " Bayan ya parayı ödersiniz ya da .." diyor. Mecbur kaldığım için ' ya da ' yı seçiyorum.

Durum böyle olunca işe gec kalıyorum tabii Patronu kapıda kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum. Patron," ise böyle geç gelmeye devam edersen seni işten atarım ya da .." diyor. Yine 'ya da' yı tercih etmek zorunda kalıyorum.

Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı yine bir hafta geciktirdiğimizi belirterek " ya kirayı hemen ödersiniz ya da ." diyor. Eee, haliyle 'yada' yı tercih ediyorum.

Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor tahmin edersiniz "

Psikolog kadına bakıyor :

"Hanımefendi tüm bu anlattıklarınızı kocanıza anlatabilirim ya da..."


700 dolar
 
adamla kadın evlenmeye karar verırler ama adamın önemli bir şartı vardır.evlenmeleri halinde basucundaki komodinin en üst çekmecesini asla açmaması için söz vermesini ister
kadın kabul eder evlenırler.aradan 25 yıl geçer ve kadın sonunda dayanamayıp çekmeceyi açar.içinde 3 yumurta ve 700 dolar vardır.kadın adama çekmeceyi açtığını itiraf eder ve bunların anlamını sorar.adam kadını affedip o da itiraf eder.kendisini aldattığını ve her sefer için oraya bir yumurta koyduğunu söyler.
kadın da adamın yapmış olduğu bu 3 kaçamağı affeder ama hala 700 doların ne işi olduğunu anlamamıştır.
adam der ki :
---yumurtalar çekmeceye sığmadığı için ara ara onları sattım ve o parayla dolar aldım
Karyolalar
 
Üç arkadaş, üçü de birbirinin canı. Tek sorun yaşlarının artık fazlaca kemale erip, eşlerinin pek de genç olması. Günlerden bir gün biri diğerlerine:
- Beyler benim keyfim çok kaçık. Karım beni aldatıyor galiba. Üstelik de bir marangozla.

- Olmaz öyle şey, sen içini ferah tut, bizimkiler aldatmaaz... Ama nerden anladın?

- Karyolanın altında hep tahta talaşları görüyorum.

Derken ikincisi de karısından kuşkulanmaya başlar. Onun takıntısı da bir boyacı. Kuşkularının ana sebebi de karyolanın çevresindeki farklı renklerdeki çizikler ve üstüne üstlük bulunan iki adet fırça kılı.

Aradan zaman geçer ve nihayet üçüncüsü utana sıkıla derdini döker ortaya.
- Arkadaşlar benim derdim hepinizden büyük, üstelik tam bir felaket. Karım beni aylardır bir at ile aldatıyor.

Diğerleri:
- Saçmalama lan olmaz öyle şey!

- Nasıl olmaz? Ne zaman karyolanın altına baksam hep aynı jokeyi görüyorum.


Pastaci
 
Bir gün bi kadin ve erkek normal olarak evlenmisler. bir eve yerlesmisler. ilk 3 aylari laylaylom güle oynaya gecmis. fakat 3 ayin sonunda evde huzursuzluklar bas göstermeye baslamis. birgün evin elektirikleri arizalanmis. kadin adama:
- kocacim elektriklere baksana bozul
adam:
-neden ben elektrikcimiyim
musluk bozulmus
-muslukcumuyum
siva dökülmüs
-sivacimiyim
vs.
evde ne olursa olsun adam sucumuyum bucumuyum diye ugrasmiyor ve ustayada yaptirmiyormus...

bi gün eve gelmis ve ne görsün evdeki tamir edilecek hersey yapilmis.
hemen karisina:
-yav bunlari kim yapti ben usta yollamadim eve..
kadin:
-alt komsumuz geldi yapti sagolsun..
adam:
- o herif pek tekin birine benzemiyor senden birsey istemistir kesin...
kadin:
-evet istedi, "ya bana pasta yaparsin, yada benle yatarsin" dedi.
adam bunun üzerine sinirlenerek..
-umarim pasta yapmissindir
kadin gülümseyerek:
-Neden ben PASTACIMIYIM ....

Mahkemeyi Kaybedeceğiz
12 Yaşındaki bir cocuk tecavüz suçundan hakim karşısına cıkmış.Avukat cocuğun savunmasını göstererek yapıyor.Hakim bey bu daha bir cocuk bakın demiş ve cocuğun organını göstermiş eliyle tutarak aşağı yukarı sallamış:Ufakcıcık bunun neresiyle tecavüz edecek demiş ve fazla dayanamayan cocuk hemen avukatın kulagına egilmiş ve avukat hanım biraz daha oynarsanız mahkemeyi kaybedeceğiz:.......
 
Güzin Abla
 
 
Canım Ablacığım ;
Haluk'la birbirimizi görür görmez aşık olduk... Haluk hem yakışıklı bir cocuk hem de kırmızı BMW'si var. Beni ailesiyle tanıştırmakiçin evine götürdü. Fakat evde kimsecikler yoktu. Bana :
- Şimdi gelirler, beklerken birer bardak kola içelim dedi. Haluk kendi kolasını içer içmez uyumaya başladı. O kadar itip kaktım ama uyanmadı. Ablacığım; Sevdigim erkek acaba hasta falan mı? Evlenmem de bir mani var mı?
Rumuz:Bedriye
Güzin ablanın cevabı:
- Benim Sevgili Yavrum, Anan seni Kadir gecesi doğurmuş....
Arabın Kilodu
 
 
Arabın biri türk kızına aşık olmuş, sonra türk arkadaşına onunla
evlenmek için ne yapması gerektiğini sormuş;
Türk arkadaşı araba :
- Öncelikle kendine entarinin altından giymek için bir kilot diktir,
sonrada kızı gidip ailesinden iste demiş,
Arap kendine beş metrelik kumaş almış, iki metresiyle kilot diktirmiş, üç
metresini de evde bırakmış ve kızı istemeye gitmiş.
Arabın heyecandan çişi gelmiş ve tuvalete gitmiş, kilodu tuvalette unutmuş, dışarı çıkıp koltuğa bacaklarını açarak yayılmış.
Kız kahveleri tutarken;
- Aman tanrım! deyip elindekileri düşürmüş.
Arap gülerek cevap vermiş:
- Çok mu beğendin üç metresi de evde.

 Doyumsuz Kuş

 
Lokantaya gelen adam, tek başına kocaman bir masa tutmuş ve yemeğine başlamış. Adam çok az yiyor fakat omuzundan kalkıp uçan kuş masada ki her şeyi silip süpürüyormuş.
Masa tekrar kuruluyor fakat kuş yine her şeyi yiyormuş.
Buna çok şaşıran garsonlar sebebini sormuş.
Adam anlatmaya başlamış:
- Çok uzun zaman önce bir cin benden 3 isteğimi sordu. Ben ilk olarak bol para istedim. Gerçekten çok param oldu. İkincisi ise çok kadındı. Bu da gerçekleşti.
Üçüncü isteğim ise doyumsuz bir kuştu. Yanlış anladı yavş**.

Babamla Teyzem
 
 
Minik oglan bahçede oynarken, babasinin arabasiyla sokaktan geçip, ormana dogru gittigini görmüs. Merak bu ya. O da arabayi izleyerek ormana gitmis.
Bir de ne görsün. Babasi ile teyzesi arabanin yaninda durmus öpüsüyorlar. Çocuk bu ya, gördügünden etkilenmis durumda kosarak eve dönmüs, nefes nefese heyecanli bir sekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babami ormanda" derken annesi sözünü kesmis ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinles. Öyle anlat" demis.
Oglan sakinlestikten sonra devam etmis, "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler".
Anne çocuga dönmüs, "Dur bakalim, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamini anlatma, sakla. Aksam yemeginde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanin suratini görmek istiyorum".
Aksam olmus, yemege oturmuslar. Anne çocuga dönmüs; "Bu gün neler yaptigini bize anlatsana" demis.
Oglan baslamis; "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler. Ardindan geçen sene babam seyahatteykenn senin Amcamla yaptigin seyden yaptilar".


Seni asla unutmayacağız [#8856]

 
 
İki komşu kadın hafta sonu kocaları olmadan yemeğe çıkmışlar.
Yemekten sonra bara falan derken sabaha doğru iyice sarhoş eve yürümeye başlamışlar. İyice sıkıştıklarını farketmişler ama etrafta tuvalet falan bulamamışlar. Bir mezarlığın yanından geçerken biri
- Hadi şurada yapalım kimse görmeden_!
Başka çare de yok, korka korka girip bir kenarda işlerini bitirmişler.
Temizlenmek için bir şey bulamadıklarından biri külodunu çıkarıp kullanmış, diğeri eve böyle dönemem diye oradaki çelenklerden düşmüş bir bandı alıp kullanmış.
Sabah kocalardan biri uyanıp karısını donsuz olarak sızmış görünce telefona sarılıp öbürünü aramış:
- Yahu biz fena boynuzlandık galiba. Karım eve sabaha karşı ve donsuz olarak dönmüş...
- Sen gene iyisin , bizimkinin kıçına "seni asla unutmayacağız" diye bir de kart yapıştırmışlar..


Cadılar partisi
 
 
Evli bir çift cadılar partisine davetliydi.Dışarıya çıkmak için hazırlanırlarken kadının migreni tuttu, evde kalmak zorundaydı.Kocasına, partiye yalnız gitmesini, onun eğlencesini bozmak istemediğini söyledi.Biraz tartıştıktan sonra adam kostümünü giydi ve partiye gitti kadın da birkaç aspirin alıp yattı. Biraz uyuduktan sonra kendini daha iyi hissederek uyandı ve partiye giderek kocasına sürpriz yapmaya karar verdi.Tam hazırlanırken "acaba ben yanında değilken kocam neler yapıyor" diye düşündü ve kocasının kendisini tanımaması için değişik bir kostüm giyerek partiye gitti. Oraya vardığında bir kenarda onu izlemeye başladı. Kocası arka arkaya değişik kızlarla ve onlarla çok yakınlaşarak dansediyordu, nereye kadar gidebileceğini görmeye karar verdi.Kocasına yaklaştı,Onunla çok samimi bir şekilde dansetmeye başladı,kulağına dışarıya çıkabileceklerini fısıldadı. Arabalardan birine girerek seviştiler ve gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan kadın eve gitti, kocasının dönüşünü beklemeye başladı. Adam sabaha karşı 01.00 sularında ve döndü ve doğru yatağa gitti. Kadin :
-"Parti nasıldı kocacığım" diye sordu, Adam da:
-"Sensiz hiç eğlenemedim tatlım" diye yanıtladı. Kadın,
-"İnanmıyorum" diye cevapladı, "Bahse girerim çok eğlenmişsindir" Adam
-"Gerçekten hayatım. Partiye gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık, alt kata inip bütün gece poker oynadık. Fakat kostümümü ödünç verdiğim o Allah'ın cezası herif bir eğlenmiş, bir eğlenmiş, anlata anlata bitiremedi....

 Aldatıyorsam Sebebi var
Alışveristen sonra evine dönen kadın, kocasını yatakta genç ve güzel bir kadınla yakalayınca dehşete
düşer. Ortalığı dağıtmaya kalkışacağı sırada kocası onu durdurur. "..Şöyle açıklayabilirim..." der..
Eve dönerken bu zavallı kızı gordum. Çok yorulmuştu. Onu arabama aldım. Karnı da acıkmıştı, o
yüzden onu eve getirdim ve senin buzdolabında unuttuğun rostoyu pişirdim. Kızın ayakkabıları
delinmişti. Modası gecti diye artık giymediğin ayakkabılarından bir çift verdim ona. Üşümüştü, o
yüzden sana doğum gününde aldığım, fakat rengini beğenmediğin için hiç giymediğin süveteri ona
verdim. Kızın pantolonu parça parça olmustu, artık senin kalçalarının sığmadığı bir pantolonunu da
verdim. Tam çıkmak üzereyken bana "Karınızın artık kullanmadığı baska bir şey var mı bu evde? diye
sordu.. Ve işte buradayız..
Tek Elle Alkış
 
 
Çok güzel bir genç kadın bir gece klubünde stiprizci olarak iş bulmuştu. İlk kez sahneye çıkacağı için çok heyecanlıydı. Ancak ışıklar üzerinde parlar parlamaz öyle bir alkış tufanı koptu ki, heyecanı hemen yatıştı. Üzerindeki elbiseyi çıkardıktan sonra, alkışlar biraz azaldı. Çoraplarını çıkardıktan sonra ise alkış seslerinde biraz daha azalma oldu. Sütyenini çıkardığında salondan tek tük alkış sesleri geliyordu. Nihayet, üzerinde kalan son giysi parçasını da çıkarıp attı. Artık salondan tek bir alkış sesi bile gelmiyordu. Vücudunun güzelliğinden son derece emin olan yıldız adayı şaşkınlık içerisinde ön masada oturan bir adama yanaşarak sordu:
- "Şey acaba vücudumu beğenmediniz mi?" Adam heyecandan soluyarak:
- "Nereden çıkardınız bunu?" dedi.
- "Ne bileyim. Ben soyundukça alkışlar kesildi de..."
- "Tabi kesilecek" dedi adam. "İnsan tek elle nasıl alkış tutabilir ki?"

 Tetikçi

 
 
Iki arkadas her pazar golf oynarlar. Bir Pazar gene golf oynamaya hazirlanirken bir adam gelir ve onlara katilmak istedigini soyler.
Elemanlar birbirine baktiktan sonra adamin teklifini kabul ederler.
Oyun ilerler ve elemanlar adama ne is yaptigini sorarlar. Adam:
- Ögrenmek istemezsiniz. Ben etikciyim. Tufek golf cantasinda. Nereye gitsem onu yanimda tasirim.Istersen bir goz at.
Biraz beklemeden sonra biri cesaretini toplayip cantaya bakar. Gercektende orada buyuk bir durbunu olan tufek vardir. Eleman heyecanlanir ve:
- Vaay! Suna bak. Eminim ki bu durbunle buradan bizim evi gorebilirim, der
Bir iki saniye baktiktan sonra :
- Evvet! Gorebiliyorum ! Hatta pencereden yatak odasini bile gorebiliyorum. Iste karim ... Dur bir dakika, ciplak! Yaninda da kapi komsum var, o da ciplak!
Bu adami bir anda yikar ve dusunmeden tetikciye donup:
- Bir atis icin kac para istiyorsun ?, der. Tetikci:
- Her tetigi cekisim icin 500 milyon.
Eleman:
- 500 milyon !!?? Cok para ama tamam. Senden iki atis istiyorum. Birincisi karimin agzina, cok dirdirlaniyor ve dayanamiyorum buna. Ikincisi ise komsumun penisine, guzel bir ders alsin!
Tetikci kabul eder, tufegi kaldirip evi nisanlar ve beklemeye baslar. 5 dakikalik bir beklemeden sonra dayanamayip neden ates etmedigini sorar. Tetikci:
- Biraz daha bekle.. Isi tek kursunda halletmek uzereyim.

 Emeklilik İşleri

Emeklilik işlemleri için uğraşan Temel sigortaya şahsen başvurur. Görevli kadın yaşını doğrulatmak için bir kimlik belgesi sorunca Temel ceplerini arar, tarar ve cüzdanını evde unuttuğunu fark edince durumu anlatır.
Görevli kadin
- Gömlek düğmelerinizi açın o zaman
der. Şaşıran Temel bir bir açar düğmeleri ve bembeyaz göğüs kılları ortaya çıkınca görevli kadın
- Tamam bu gördüğüm yeterli
yanıtıyla evrakları onaylar. Şaşkınlık içinde eve gidip emeklilik işlerini nasıl hallettiğini eşine anlatır adamcağız. Eşinden gelen yanıt bir başka olur:
- Keşke pantalonunun düğmelerini açsaydın, o zaman bir de maluliyet farkı da alırdın...

Bebek...

 
Askerin biri bir gün ormanda yolunu kaybetmiş, gece olunca köye ancak ulaşabilmiş. Bir kapıyı tıklamış, karşısına yaşlı bir adam çıkmış.
Asker:
- Amcacım tanrı mirafiri kabul edermisiniz.
Yaşlı adam:
- Evladım ne demek, hele ki sen bir askersin, seve seve buyur içeriye.
Yaşlı adam ısrar etmiş bizim askere;
- Evladım sen hasta gibisin burası soğuk olur, sen git bebeğin odasında yat.
Asker:
- Hayır amca olmaz öyle şey hem bebeği rahatsız etmeyeyim.
Yaşlı adam gülümseyerek:
- O çoktan uyumuştur evladım.
Neyse ki bizim asker küçük evin soğuk girişinde ki odada yatar. Sabah olur bizim asker yüzünü yıkamak için lavobaya gider yüzünü yıkar, o sırada kendisine kar gibi beyaz bir havlu uzatılır, birde bakar ki havluyu uzatan dünya güzeli huri benzeri bir genç kız. Asker hemen sorar:
- Kimsiniz acaba?
Güzel kız kısa ve öz cevap verir;
- Benim adım bebek, ya siz.
Asker biraz üzgün cevap verir.
"Bende eşşolu eşşek"

Bu Gece mi Yarın Gece mi
 
Düğün gecesi kayınpeder damatla dalga geçiyormuş:
- Bakalım
demiş,
- Aslanlar gibi gerdeğe bu gece mi gireceksin yoksa fareler gibi ertesi geceyi mi bekleyeceksin?
Damat sırıtarak cevap vermiş:
- Ben tilki gibiyimdir efendim, dün gece girdim ...

 

Neee!!!

 

 

 
 
Afrika'da çok geri kalmış bir köye gelen papaz yerlileri eğitmeye çalışıyormuş.
Her sabah insanların birbirlerine iyi davranmalarını, iyilik yapmalarını öğütlerken; öğleden sonraları da kabilenin reisine ingilizce öğretmeye çalışırmış.
Bir gun papaz kabile reisini yanına alıp dolaşmaya çıkmış. Bu arada gördükleri şeylerin ingilizcelerini söyleyip reisin ingilizcesini geliştirmeye çalışıyormuş
Bir katanın önünde papaz:
- Kaya
demiş. Reiste :
- Kaya
diye tekrar etmiş.
Bir göle gelmişler papaz :
- Göl
demiş. Reiste :
- Göl
diye tekrar etmiş papaz çok sevinmiş
- Aferin
demiş.
Biraz sonra çalılıkların arasında oynaşan bir çifte rastlamışlar papaz utanarak
- Bisiklete binmek
demiş.
Reis oynaşanlara şöyle bir bakmış ve tüfeği ile ateş ederek her ikisini de öldürmüş. Papaz şaşkınlık içinde bağırmış :
- N'apıyorsun¿
Bunca zamandır sizi medenileştirmek için uğraşıyorum, insanlara iyi davranmanız gerektiğini; bunun Tanrı'nın isteği olduğunu anlatıyorum. Şu yaptığın işe bak!!!
Reis parmağı ile ölü kadını göstererek :
- Benim bisikletim...


5 Büyük Yalan Fıkrası

Ölüm döşeğindeki kadın kocasına gider ayak şunu söylemiş:
- Kocacığım, yıllardır sana itiraf etmek istediğim bir konu var.
 Seninle birlikteyken toplam 5 yalan söyledim bu yalanları da sana yazdım.
 Bu mektubu al der. Sonra da ölür.

 Kocası mektubu açar ve 5 yalanı görür.
 - Bakireyim.
- 000, çok büyük!
- En iyi arkadaşıma bunu yapamam!
- Evlenince şişmanlamayacağım...
 - Ahh... ohh... geliyorum! geliyorum!

 Hadi birlikte arayalim

 İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar.
- ''Ne oluyor birader'' demeye kalmamış, birisi;
- ''Kardeş kusura bakma karımı kaybettim'de onu arıyorum'' demiş.
Diğeri;
- ''sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum'' demiş.
Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki;
- ''Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım eğer rastlarsak saat 12'de Mac Donalds'ın önüne gitmesini söyleriz'' demiş.
Diğeri;
- ''tamam'' demiş ve başlamış karısını tarif etmeye;
- ''Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor'' demiş.
Ve diğer adama;
- ''Senin karın nasıl biri'' diye sormuş.
Diğer adam;
- ''*iktiret benimkini seninkini arıyalım''...

Aldattın mı? 
Ünlü diş hekimi Sam ve eşi 50. evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı.
Sam birden eşine bir soru sordu:
- "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?"
- "O da nerden çıktı?" diye sinirlendi eşi, "cevabı öğrenmek
istemezsin herhalde" dedi.
"İsterim" dedi Sam. "Lütfen anlat."
- "Madem öğrenmek istiyorsun, evet, seni üç kez aldattım"
diye cevap verdi eşi.
Kimlerdi bunlar?" diye sordu Sam. "İlki" diye anlatmaya başladı eşi
"hani sen 30 yaşındaydın ve kendi kliniğni kurmak istiyordun da
hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka müdürü eve
geldi; hiçbir sey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern
aletlerle kliniğini açabildin..."
- "Canım benim. Benim için kendini feda ettin demek. Benim sevgili
karıciğim" dedi Sam. "Peki ikincisi?"
- "Hani 50 yaşında kalp krizi geçirmistin ya, kritik bir by-pass ameliyatı
olman gerekiyordu, hiçbir doktor o cesareti gösteremiyordu. Her an
ölebilirdin. Dr. Halery onca yoldan kalktı geldi, ameliyatinı yaptı. Sen
hayata döndün" dedi eşi.
- "Ah benim sevgili karım. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha
feda ettin, öyle mi? Peki üçüncü aldatışın?"
- "Hatırlıyor musun, yıllar önce diş hekimleri odası başkanı olmak
istemiştin de 369 oy eksikti...(!)

Bekaret
Sovalyelerin gozupek oldugu eski zamanlarda bu sovalyelerden biri Hacli Seferlerine cikmaya karar verir. Yola cikmadan once kahyayi yanina cagirir:
 - Hacli Seferlerine katilacagim. Karimin bekaret kemerini sana veriyorum. Sana guveniyorum. 10 yil icinde donmezsem anahtari kullanabilirsin.
 Sovalye bastan asagi donanir, tozlu yollara revan olmadan once donup son bir kez satosuna bakar. Birden kahyanin, bagirarak nefes nefese satodan disari kostugunu gorur:
 - Durun! Durun! Majesteleri. Oh, iyi ki size yetisebildim. Yanlis anahtar vermissiniz.


Spagetti

 
Bir doktor, hemşiresiyle buluşmalara başlar. Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu söyler. Ama Dr. bu olayı karısının duymasını istemediğinden, hemşireye bir miktar para verir ve
İtalya'ya gitmesini ve çocuk doğana dek orada kalmasını ister.
- "Ancak bebeğin doğduğunu size nasıl haber vereceğim?"
diye hemşire sorar:
- "Bana hemen bir kart gönder ve arkasına " spagetti " diye yaz. Ben durumu anlarım. Başka bir açıklama yapmana gerek yok."
der doktor. Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya'ya gider. Altı ay sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora;
- "Sevgilim, bugün postadan senin adına Avrupa'dan postalanmış ilginç bir kart geldi. Ama ne anlama geldiğini anlayamadım..."
- "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı yapacağım"
der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu yere düşer. Acil yardım ve tıbbi müdahalelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz rahatladıktan sonra, karısı kartı alır ve okur:
- "Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti - ikisi, sosisli, ikisi; sade".

Çıplak Tepeler Fıkrası

Dans eden erkeğin bakışları, genç kadının fazlasıyla açık olan göğüslerine dalmıştı.
İçini çekerek:
- İki tepenin arası ne kadar derin?
 Cevap gelmemesi üzerine cesaretlenen erkek, aynı sözü bir kez daha tekrarladı.
Genç kız:
- Canımı sıkmaya başladınız. Aynı şeyleri tekrarlamak hoşunuza mı gidiyor?
- Yanılıyorsunuz. Gözlerimin önünde uzayıp giden vadinin güzelliğini belirtmek için bir kez söylemiştim.
 Çıplak tepelere çarpan sesim, yankılanmış olmalı.


İradenin Gücü
 
Kansas'taki bir okulda iki kardeş çalışıyordu ve her sabah sınıftaki sobayı yakmak onların göreviydi.
Soguk bir günün sabahı, kardeşler sobayı temizlediler ve odunla doldurdular. Birisi bir şişe gazı odunların üstüne döktükten sonra ateşe verdi. O anda öyle bir patlama oldu ki, eski bina sallandı. Patlama sırasında büyük kardeş öldü, digerininde bacakları feci şekilde yandı. Daha sonra, şişeye yanlışlıkla benzin dolduruldugu ortaya çıktı.
Yaralanan çocugu tedavi eden doktor, çocugun bacaklarını kesmenin daha iyi olacagını söyledi. Anne ve babası yıkılmıştı. Zaten bir ogullarını yitirmişlerdi; şimdi de diger ogulları bacaklarını kaybedecekti. Fakat inançlarını kaybetmemişlerdi. Doktora kesme işlemini ertelemesini rica ettiler. Doktor kısa bir süre için bunu kabul etti. Anne ve baba çocuklarının bacaklarının iyileşmesi için dua ediyor ve hergün doktordan kesmeyi birgün daha ertelemesini istiyorlardı.
Bu, iki ay sürdü. Doktorla hergün tartışıyorlardı. Bu arada çocuklarını birgün tekrar yürüyebilecegine inandırıyorlardı. Çocugun bacakları kesilmedi ama sargılar açıldıgında, sag bacagının digerinden altı cm. daha kısa oldugu ortaya çıktı. Sol ayagındaki parmaklar da neredeyse yoktu. Fakat genç adam kararlıydı. Acılar içinde kıvranmasına ragmen, hergün egzersiz yaptı ve nihayet bir iki adım atmayı başardı. Genç adam; daha sonra koltuk degneklerinden de kurtuldu ve yürümeye, sonra da koşmaya başladı.
Bu genç adam koştu, koştu ve koştu. Neredeyse kesilmek üzere olan bacakları ona bir dünya rekoru bile kazandırdı. Bu genç adam Glenn Cunningham'dı.
''Dünyanın En Hızlı İnsanı'' olarak tanınan gence, Madison Square Garden'da yüzyılın sporcusu ünvanı verildi.


Yüreginin ve iradenin gücünü eger son damlasına kadar kullanırsan, başarı kaçınılmaz sonuçtur.

Patron ve Sekreter
Soğuk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir işadamı ve sekreteri arabalarını terketmek zorunda kalırlar ve uzun bir yürüyüşten sonra üşümüş ve ıslanmış durumdayken bir kulübe bulurlar.
kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürü battaniye bulunmaktadır. Geceyi geçirmeye hazırlanırlar ve işadamı bir centilmen olarak, yatağı sekreterine verir:
- "ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatağına yatar, adam uyku tulumunun içine girerek fermuarı çeker. Bir süre sonra tam uyumak üzereyken, sekreterinin sesini duyar:
- "efendim, ben çok üşüyorum. "
adam fermuarı açar,uyku tulumundan çıkar, bir battaniye alıp kadının üzerine örter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak üzereyken yine sekreterinin sesini duyar:
- "efendim, ben hala çok üşüyorum. "
adam yine fermuarı indirir, tulumdan çıkar, bir battaniye daha alıp kadının üstüne örter, uyku tulumuna girerek fermuarı çeker. Tam uykuya dalacağı sırada yine duyar:
- "ben yine çoooook üşüyorum".
adam yattığı yerden:
- "bir fikrim var. " der,
- "burası ıssız bir yer. Neler olduğunu kimse göremez, istersen evliymişiz gibi davranabiliriz. "
genc kadın kıkırdar:
- "tamam,bana göre hava hoş. " adam yattığı yerden avazı çıktığı kadar bağırır:
- "öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!!!!!"

Aldın Mı Cevabını Fıkrası

Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaşır ve
- Afedersiniz hanımefendi biraz konuşabilir miyiz acaba? diye sorar.
 Kız birden haykırır.
- Terbiyesiz ! Ben senin bildiğin kızlardan değilim !
 Adam utancından yerin dibine girmiş, kıpkırmızı bir suratla yerine oturmuştur. Herkes ona bakmaktadır ve bu onu daha da rahatsız etmektedir. Bir süre sonra kız ona yaklaşır ve gülümseyerek..
- Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyorum.
 Bu açıklama adamın canını daha fazla sıkar ve avaz avaz bağırarak cevap verir.
- Ne ? Gecesi 200 dolar mı ? Deli misin sen ?


Akıllı Makine

Adamın biri arkadaşıyla yemek yerken "Kolumun ağrısından ölüyorum" diye dert yandı.Arkadaşı da "Ilerde köşedeki marketin önüne yeni bir bilgisayarli cihaz koydular.Üç dolara bir jeton alıyorsun , yanında getirdiğin idrar örnegini açılan kapaktan içeri veriyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri ögreniyorsun"demiş.
Adam hemen idrarını bilgisayara vermiş.10 saniye sonra yazılı olarak cevap gelmiş: "Kolunuzda bir cins eklem agrisi olan Teniselbo oluşmuş. Sıcak tutun, ağır işlerden kaçının, iki haftada düzelecek" Adam, muzurca bu akıllı cihazi nasıl aldatalabileceğini düşünmüş.Bir miktar çesme suyuna köpeginden alınmış bir kılı koymuş, üstüne karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş. cihaza
atmış. 10 saniye sonra yazılı yanıt gelmiş:
1. Çesme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazi almayı düşünün.
2. Köpeğinizde kene var.Eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi yıkayın.
3. Kızınız kokain bağımlısı.Bir psikiyatri kliniğine yatırın.
4. Karınız hamile. İkizler sizden degil. İyi bir avukat bulun.
5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez

Kimsiniz?
  
Çapkın adamın karısı ile ilişkileri pek yolunda gitmemekteymiş. Kırk yılda bir beraber oluyorlarmış. Adam her gece başka birisiyle yatıp kalkıyormuş.
Bir gün kadın doktora gittiğinde hamile olduğunu öğrenmiş. Büyük bir
sinirle hemen kocasına telefon açıp, konuşmaya başlamış:
- Bunu bana nasıl yaparsın? Bütün bunlar olup biterken beni nasıl hamile bırakırsın? Biraz önce doktordan geldim ve beş haftalık hamile olduğumu söyledi. Hepsi senin hatan. Şimdi ne söyleyeceksin bakalım?
Telefonun öbür ucunda derin bir sessizlik yaşanmış. Kadın tekrar hiddetle;
- Beni duymuyor musun, yanıt bekliyorum.
Adam hattın öbür ucundan fısıltıyla konuşmuş;
- Affedersiniz, siz kimsiniz?

Papagan
 
3 Rahibe kiliseye giderlerken bir kuşçu dükkanının önünden geçerlermiş. Dükkanın dışarısında kafeste bir papagan varmış, ve rahibeler ne zaman geçse bu papagan bagıra bagıra 3 renk söylermiş, mesela bir sabah beyaz! beyaz! kırmızı!, bir sabah mavi! siyah! kırmızı! dermiş. Rahibeler bir anlam veremez gülüp geçerlermiş. Amaaa rahibelerden birisi bu olayı çözmüş; ''BANA BAKIN! BU PAPAGAN BİZ OGÜN NE RENK İÇ ÇAMAŞIRI GİYİYORSAK O RENKLERİ SAYIYOR!!!
Öteki ikisi çok şaşırmışlar inanamamışlar, ama hep birlikte emin olmak için ertesi sabah üçüde siyah iç çamaşırı giyinmişler, papaganda o sabah ''siyah! Siyah! siyah! diye bagırmış.
Böylece olay iyice anlaşılmış. Bunun üzerine rahibeler papagana oyun etmek için ertesi sabah iç çamaşırı giymeme kararı almışlar, yine yola çıkmışlar.
Kuşçu dükkanının önünden geçerken heyecan dorukta.... Ve papaganın sesi duyulmuş;
''KIVIRCIK! KIVIRCIK! DÜZ!''

Fitili Kısa
Temel akıl hastanesinde göreve başladıkdan sonra en azılı delilerin kaldığı koguşta baş hekimi rehin alarak isyan başlar bu olaya nasıl müdahele edeceklerini düşünürken Temel:
- Benim bundan önce görev yaptığım hapisanede de böyle bir isyan olmuştu çırılçıplak soyundum ben bombayım dedim bütün deliler teslim oldu
der. Başhekim yardımcısı çırılçıplak soyunur koguşa dalar
- Ben bombayım
der deliler bunu tuttukları gibi camdan atarlar başka bir doktor da aynısını yapar ve aynı akibete uğrar en son Temel soyunur içeri girer
- Ben bombayım
der bütün deliler teslim olurlar isyan biter delilerin liderine sorarlar
- Öbürlerini dışarı attınızda bunda niye teslim oldunuz?
lider derki:
- en son gelen bombanın fititli kısaydı patlar diye korktuk

İddia
 
Genç adamın hayatındaki en büyük isteği bir Rolls-Royce sahibi olmakmış. Ailesinden kalan mülkleri satmış. Oldukça borçlanmış ve sonunda biraz hırpalanmış ve eskice bir Rolls-Royce sahibi olabilmiş.
Arabasını alır almaz Newyork sokaklarında turlamaya başlamış. Fakat şehirdeki onca güzel araba içinde kimse eski Rolls-Royce 'a bakmıyormuş. Adam şehrin arka mahallelerine yollanmiş. Yoksul insanlar gıpta ile arabasına bakarken genç adam büyük bir zevkle arabasının tadını çıkarmaya başlamış.
Sonra bir kavsağı döndüğünde iki katlı bir evin önünde park etmiş üç tane Rolls-Royce görmüş. Gözlerine inanamamış. İnmiş yakından bakmiş. Doğru! üçü de Rolls-Roce. Kendi kendine binbir zorlukla sahip olduğu otomobilden bu harap mahallede nasıl olur da bir evde üç tane birden Rolls-Royce olabildiğini düşünürken, üst katın balkonundan biri kendisine seslenmis:
- Ne o arabalara mı bakıyorsun? Adam yukarı baktığında 4-5 yaşlarında kısa pantalonlu bir çocuk görmüş:
- Evet, bütün bunlar senin mi?
- Evet.
Adam inanamamiş, nasıl olur? deyince, çocuk:
- İddiada kazandım istersen seninle de iddiaya girelim. Kazanırsan üç arabayı da alırsın, kaybedersen arabanı alırım.
- Peki iddianın konusu ne? Çocuk gülmüş ve:
- Yaptığım her şeyi yapabilirmisin? demiş. Adam bir an düşünmüş, sonra kendi kendine küçük bir çocuğun yaptığı her şeyi yapabileceği kararını vermiş,
- Evet demiş.
- O zaman içeri gel demiş çocuk, İçeri girmişler, çocuk:
- Artık yarışma başladı, bundan sonra ben ne yaparsam aynısını yapacaksın, yapamazsan arabanı alırım, demiş ve bulundukları hole açılan tek kapıyı tıklatmıs, adam da hemen kapıyı tıklatınca içeri 95-65-95 ölçülerinde bir afet girmiş.
Çocuk; "Ablam..." diye tanıştırdıktan sonra kızın üzerindeki askılı elbisenin bir askısını çözmüş, adam da hemen diğer askıyı çözmüş çocuk sütyenin bir kopçasını çözmüş adam diğer kopçayı. Çocuk sütyenin bir askısını indirmiş adam diğer askıyı.
Kız odanın ortasında yarı çıplak bir durumda kalmiş. Bizimki artık arabayı, iddiayı birakmiş nefesi kesilmis bir halde kızı izliyormuş, kendi kendine;
"Ah diyormuş şu ufaklık olmasa da şu kızı..."Ufaklık ablasının üzerindeki son parçanın bir tarafını aşağı doğru çekmiş adam diğer tarafı; sonuçta son parça da kızın ayaklarının dibine düştüğünde adam iddiayı artık tamamen unutmus ve kani damarlarında delicesine dolaşır bir durumda iken.....
Ufaklık adama "Hey amca demiş şimdi gelelim iddiaya; "Şortunu indirmis; ve pipisini tutup ikiye katlamış sonra da:
- Hadi, demiş, yaptığımı yap bakalım... !

Reklam yapma
Genç ve güzel sekreter son günlerde iyice açık saçık giyinmeye başlamış. Özellikle yürüdüğü zaman ortaya çıkan görüntü genç patronun aklını çelecek duruma gelmiş. Bir gün yine bu ortam oluşunca kapıyı kilitlemiş ve sekretere karşısındaki koltuğa oturmasını söylemiş.
Sekreter koltuğa bir oturmuş'ki, genç patronun gözleri yuvasından oynamiş. Sekreterin dizlerinin üzerine elini koyarak sormuş;
- ''Bu satılık'mı?''.
Sekreter bir tokat indirmiş ve buz gibi öfke dolu bir sesle;
- ''Elbette, hayır siz beni ne sanıyorsunuz?''.
Patron hiç istifini bozmamış;
- ''Eğer satmayı düşünmüyorsan reklamını'da yapma''...

Nane Nanee
 
Bir otele yapilan baskinda bir sürü fahise
yakalanmis. Baskinda yakalanan fahiseler o kadar
çokmus ki karakola sigmamislar. Disarida sira
olmuşlar. Tek tek ifadeleri aliniyormus.Yoldan geçen
yaşlı bir nine uzun kuyrugu görünce merak etmiş ve
ordaki fahiselerden birine sormus:
"Bu ne kuyrugu evladim!"
Kizlardan biri dalga geçerek
"Nane sekeri kuyrugu nine!!" demis.
Nine mutlu olmus.
"Iyi çok severim, ben de alayim..."
Bu da girmis kuyruğa. Polis herkesin ifadesini
alıyor ya, sıra buna da gelmiş tabiii. Polis memuru
karşısında yasli basli kadını görünce sasirmis.
"Nine sen de mi yedin bu naneyi "
diye çikisinca yasli kadin hemen cevap vermiş.
"Ah !! Bende nerde o dis evladim. Ben sadece emiyom."

Kurbağa
 
Hoş bir bayan, uzunca bir yolculuktan sonra oteldeki odasına çekilmiş, yatmaya hazırlanırken, birden komodinin uzerinde duran kurbağayı görünce irkilmiş, korkmuş, derhal resepsiyonu arayarak:
"Odamda bir kurbağa var hemen gelin" demiş. Görevli:
"Efendim o kurbağa özeldir ve bayanları mutlu etmek için odaya konmuştur, denemek isterseniz, bacaklarınızın arasına koyun!" diye cevap vermiş.
Kadın şaşırmış, ama merak ta etmeye baslamış, denemeye karar vermiş,
Kurbağayı bacaklarının arasına koymuş... Kurbağada hiç hareket yok...
Tekrar resepsiyonu aramış:
"Bu kurbağa anlattığınız şeyi yapmıyor!"
"Hemen geliyorum" demiş adam, içeri girdiğinde bayan yatağın üzerine uzanmış halde merakla beklemekte.. Adam kızgın bir sesle kurbağaya seslenmiş:
"Bak son kez nasıl yapılacağını gösteriyorum ona
göre......."

Eşkıya
 
Bir grup eşkiya bir köyü basmış ve bu köyün Turkiye'nin en namuslu köyü olarak nam saldığınıda biliyorlar. Eskiyalar tüm köylüleri meydanda toplamıs kadınların gözlerini bağlamışlar erkekleri de soyup sıraya sokmuşlar. Kadınlara demişler ki:
- Kocasının p**isini eliyle tanıyanın hayatını bağışlayacağız, yoksa öleceksiniz.
Bu arada eşkiyalarda soyunup erkeklerin arasında sıraya geçmişler.
İlk kadın gözleri kapalı sıranın basından itibaren erkeklerin p**isini ellemeye baslamıs
- Bu benim koca değildir
- Bu benim koca değildir
- Bu benim koca değildir
- Bu bizim köyden değildir...

Samantha
 
Adam New York'ta lüks bir randevu evinin kapısını çalar;
- ''Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum''.
- ''Bir dakika efendim''.
Adamı içeri alırlar. Bir süre sonra çok güzel bir kadın merdivenlerden iner;
- ''Beni aramışsınız''.
- ''Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum''.
- ''Tamam ama benim tarifem biraz pahalıdır. Geceliği bin dolar''.
- ''Parası önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum''.
Beraberce yukarı çıkarlar. Geceyi birlikte geçirirler. Ertesi gün adam yine randevu evine gelir.
- ''Samantha ile görüşmek istiyorum''.
- ''Beyefendi başka kızlarımız'da var''.
- ''Umurumda değil, Samantha ile görüşeceğim''.
Samantha gelir;
- ''Yine'mi sen!''.
- ''Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum''.
- ''Yalnız fiyatımı hatırlıyorsun değil'mi? Bin dolar''.
- ''Hiç önemli değil. Ben geceyi seninle geçireceğim''.
Birlikte yukarı çıkarlar, o geceyi de beraber geçirirler.
Ertesi gün, aynı adam, aynı randevu evi;
- ''Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum''.
Samantha aşağı iner;
- ''Tanrım, yine'mi! Bak, devamlı müşterilere indirim falan yapmıyorum. Fiyatım aynı, bin dolar''.
- ''Önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum''.
Yine yukarı çıkarlar. İşlerini bitirdikten sonra;
- ''Benden bu kadar hoşlanman çok güzel ama anlayamıyorum''.
Üç gece üstüste bana bin dolar ödedin. Nerelisin sen?''.
- ''Tel Aviv''.
- ''Tel Aviv'mi? Benim kızkardeşim'de Tel Aviv'de yaşıyor''.
- ''Biliyorum, sana getirmem için bana üç bin dolar verdi''...

Süt Anne
 
Adamla kadın evlilermiş fakat çocukları olmuyormuş. 15 sene sonra kadın;
- ''müjde kocacım hamileyim'' demiş.
Bizimki çok sevinmiş eeeee kolay değil 15 seneden sonra baba olmak, fakat 8 ay sonra işyeri adamı yurtdışına göndermiş adam çok üzülmüş doğumda karısının yanında olamayacağı için ama eli mahkum gitmiş. 4 ay sonra geldiğinde ne görsün çocuk zenci, karısına sorunca kadın soğukkanlılıkla cevap vermiş;
- ''Aslında çocuk normal doğdu fakat sonradan benim sütüm kesildiği için zenci bir süt annesi buldum onun sütünü içe içe böyle karardı'' demiş.
Adamda;
- ''ben en iyisi anneme sorayım o herşeyi bilir'' demiş.
Annesine anlatmış. Anneside;
- ''Evet oğlum doğrudur sende normal doğdun fakat sütüm kesildiği için seni inek sütüyle besledim şimdide boynuzların çıkıyor!''...

Balon
 
 
 
 
 
 
 
Johny annesiyle birlikte banyo yaparken,gögüslerini göstererek sorar;
- "Anne,bunlar nedir?"
Nasil cevaplayacagini bilmeyen annesi, "yarin kahvaltida babana sorarsin" der -unutmasini umud ederek-
Ama johny unutmaz ve ertesi gün kahvaltida babasina sorar, Babasi söyle yanitlar,
- "Onlar balon çocugum, annen öldügü zaman o balonlari sisirecegiz ve annende cennete uçacak".
Birkaç hafta sonra johnynin babasi eve birkaç saat erken gelir.
Johhny aglayarak babasinin yanina kosar.
- "Baba kos annem ölüyor."
Babasi çocugu sakinlestirmeye çalisirken sorar,
- "Neden annenin öldügünü düsünüyorsun?"
Çocuk aglamaya devam ederken anlatir,
- "Harry Amca annemin balonlarini yalıyordu, ve annem de:
- "Tanrim geliyorum" diye bağırıyordu.

Şapka
Adamın biri dere kenarında oltasını sallamış balık tutuyormuş. Ancak diğer elinde bir şapka varmış ve şapkayı dikkatle havada tutmaktaymış. Yoldan arabası ile geçmekte olan bir kadın merakla şapkayı niye tuttuğunu sormuş. Adam cevap vermek için kadının onunla bir kez yatması gerektiğini söylemiş. Kadın:
- Terbiyesiz deyip yoluna devam etmiş.
Ancak meraktan içi içini yiyormuş. Dayanamayıp geri dönmüş ve adamla yatmayı kabul etmiş. Tam işi bitirmişler, kadın tekrar sormuş şapkanın sırrını. Adam sırıtarak cevap vermiş:
- Sabahtan beri buradayım. Hiç balık yakalayamadım, ama şapkaya takılan siz 5. kadınsınız...

olay yeri
Tecavüze uğrayan genç kadın yakışıklı avukatına başından geçenleri anlattıktan sonra avukat sorar;
- ''Peki, ne yapmamı istiyorsunuz?''.
Kadın şehvetli bir şekilde;
- ''Hele siz olay yerini bir inceleyin'de''...
Dirsek
 
Adam resepsiyonda bekliyormuş. Arkadasındaki güzel bayanı görememiş. Ve birden dirseği kadının göğüslerine dokunmuş.
Adam;
- ''Hanımefendi eğer kalbiniz de göğsünüz kadar yumuşaksa beni affedermisiniz'' demiş.
Kadın da bunun üzerine;
- ''Beyefendi eğer penisiniz de dirseğiniz kadar sert ise oda 406'da bekliyorum''.

Canlı yayın
 
Temel bes yildizli bir oteline gider ve bir oda ister.Resepsiyonist "hay hay"edendim deyip;Temeli kral dairesine alir ve gece temele bir tanede kadin gonderirler.Temel, gece kadinla beraber olur.sabah check out yapmaya geldiginde resepsiyonist Temele $1000 dolar para verir ve tesekkur eder.Temel saskin saskin oradan ayrilir ve bunu Dursuna soyler"ula Dursun git oraya kal bir gece sana bir kadin ve ustune $1000 dolar para veriyorlar".Dursun bir gun otele gider ve oda ister.Dursunu da kral dairesine alirlar ve gece uc tane kadin gonderirler.sabah Dursun check out yaparkan.Resepsiyonist, Dursuna $5000 dolar verip tesekkur eder.Dursun ise sasirir ve sorar:
ula siz Temele bir kadin ve bin dolar verdiniz bana niye uc kadin ve bes bin dollar verdiniz der?
resepsiyonist gulerek der"sizinki canli yayin di onunki banttan di."

Metres
Karı koca bir barda oturuyorlar.Önlerindeki içkileri yudumlarken
bardan içeri hoş bir hatun girer.
Bizimkilerin yanına yaklaşıp adama sarılarak yanağından
öper.
Yanındaki karısına aldırmadan:
- Nasılsın hayatım?Epey oldu görüsemedik...
Diyerek ileride bir masaya gidip oturur. Adamın karısı şaşkındır,
dayanamayarak kocasına sorar:
- Kim bu kadın?

Adam sakin bir sesle yanıtlar:
- Metresim!
Kadın yanıtı duyunca çıldırır:
- Ne! Derhal boşanıyoruz! Sen ne şerefsiz adammışsın.
Bir de utanmadan metresim diyorsun. Her şey bitti hemen boşanıyoruz!

Adam gayet sakin sıralamaya baslar:
- Ne yani sevgilim Etiler'deki dubleksi, Akmerkez'deki
daireyi, Bodrum'daki tripleksi, 24 metre yatı, altındaki son model
jeeple spor arabayı, bütün bunları bırakıp benden ayrılmak mı
istiyorsun?
Kadın sakinleşir ve çevresine bakmaya başlar.
Biraz
ileride bir çift dikkatini çeker, kocasına sorar:
- Şurada oturan bizim Suat degil mi?
Kocasi yanıtlar:
- Evet
- Peki yanındaki kim?
Kocası gayet soğukkanlı:
- Metresi...
Kadın bir duralar hemen arkasından yapıştırır:
- Aaaa! Bizimkisi daha güzel valla!..

Viagra
 
Çocuk eline bir viagra geçirir hemen abisine gider ve:
- Abi 10 dolar ver sana bir kıyak yapayım der
Abisi:
- Neymiş bu kıyak bakayım?
Çocuk:
- Sana bir viagra veriyim der
Abisi:
- Bir tokat atar ve sen git onu babana ver der
Çocuk babasına:
- Baba bana 10 dolar ver sana bi kıyak yapayım der
Baba:
- Neymiş bu kıyak?
Çocuk:
- Sana bir viagra vereceğim
der ve baba da bir tokat atar ve:
- Sen git onu dedene ver der
Çocuk dedeye gider ve:
- Dede 10 dolar ver sana bi kıyak yapayım der
Dede de:
- Neymiş bu kıyak?
Çocuk:
- Sana bir viagra vericem.
Dede:
- Ne işe yarar bu viagra?
Çocuk:
- İş yaptırıyor dedeciğim.
Dede:
- Anlaştık der fakat önce denemem gerek, eğer randıman verirse yarın parayı veririm der.
Yarın olur ve dede bıyığını büke büke gelir al evlat der ve 50 dolar verir Çocuk:
- Ama dede biz 10 dolara anlaştık sen neden 50 dolar veriyorsun ki der
Dede:
- Evladım 10 dolar benden 40 doları da ninen yolladı...

Donsuz gezmek yasak
 
Sultan en güvendiği adamını Arabistan'a hünkar göndermiş. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmış, araplar entari giyorlar ama altlarına don giymiyorlar. Bir rüzgar estimi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay farkedilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş;
-"Adın?"
-"Aptülmecit"
-"Baba adın?"
-"Aptülleziz"
-"Evli misin?
-"5 tane karım var!"
-"Kaç çocuğun var?
-"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, beşincisinden 18 tane." Kadı kararını vermiş ve söylemiş:
-"Aptulleziz oğlu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!"

Lord
 
Bir ingiliz lordu karısını yatakta bir genç adamla yakalamış onları öyle görünce kadına;
- ''Sayın leydim bu yaptığınız genel ahlaka sığmaz ben size
güvenmiştim, güvenimin sonsuza kadar süreceğini tahmin ediyordum bana bunu yapamamlıydınız'' diye yarım saat nutuk çeker.
Ama sonunda dayanamaz ve yataktaki gence döner;
- ''Ve siz sevgili genç, en azından ben konuşurken durmak nezaketini
gösterebilirdiniz''...

Bu Kaçinci?
Hasan Dayi, trenle köyüne dönüyordu. Kondüktör, biletine baktiktan sonra :
- Burasi birinci mevki, dedi. Sen üçüncüye gideceksin.
Gitti, baska bir kompartimana oturdu. Kondüktör oraya da geldi ve :
- Burasi ikinci mevki, sen üçüncüye gideceksin.
Hasan Dayi biraz yürüyüp yatakli vagona girdi. Tesadüfen yeni evli bir çiftin
bulundugu kompartimanin kapisini açti ve sordu :
- Affedersin hemserim, bu kaçinci?

Papağan
Birgün kuş satan dükkanlardan birine bir kadın müşteri girer kadın yalnızlığına çare bi papağan almaya karar verir. Kadın dükkana girer ve...
-bir papağan almak istediğini söyler. Ordaki adam elinde bir papağan olduğunu fakat çok terbiyesiz oldunu ona bakamayacağını söyler kadın ısrarla almak istediğini söyler. Adam kabul edip kadına papağanı satar. kadın papağanı alır evine götürür papağan sürekli kadına orosbu diye hitap ederek sorular sorar.Kadın daha fazla dayanamaz ve papağanı geri götürür.Adam kadına satılan malın geri alınmadığını istiyolarsa papağanı onlar için eğite bilceni söyler kadın kabul eder ve gider. adam papağana sorar
-birdaha kadına orosbu diyecekmisin
papağan
- diyecem der.
adam
- diyecekmisin der
papağan
- diyecem der
adam sonra içeri girer suyu haşlar
içeri girer ve papağana bir daha sorar
-diyecekmisin
papağan tekrardan
- evet der
adam elindeki haşlanmış suyu papağanın başından aşağı döker.
papağana tekrar sorar
-birdaha diyecekmisin
papağan
-hayır der
adam
-ne diyeceksin ozaman
papağan
-hoşgeldiniz buyrun efendim derim demiş.
kadın bir hafta sonra gelir.adama eğite bildinizmi diye sorar.
adam eğittiğini isterlerse bi test yapabilceklerini söyler. kadın test için papağana sorar
-bir gün eve bir tane erkek arkadaşımı getirdim ne dersin diye sorar
papağan
-buyrun efendim hoşgeldiniz derim der
kadın
-peki iki erkek arkadaşımı getirdim
papağan
-buyrun hoşgeldiniz derim der
kadın
-peki üç erkek arkadaşımı getirirsem
papağan
-buyrun efendim derim demiş
kadın
-peki dört erkek arkadaşımı getirisem
papağan
-ya ibrahim sen şu suyu haşlamaya başla bu karı vallaha billada orosbu der

Çıplaklar kampı  
 
Temel annesi ve babası seyahate gider. Fakat otelde boş yer yoktur. Otelci onlara ileride bulunan çıplaklar kampını tavsiye eder. Başka çareleri olmayınca oraya giderler.
Birazdan Temel koşa koşa gelir ve annesine sorar;
- ''Anne neden bazı kadınların göğüsleri büyük bazılarının küçük?''. Annesi cevap verir;
- ''Oğlum büyük göğüslüler aptaldır küçük göğüslüler akılıdır ondan''.
Temel gider ve birazdan koşarak gelir;
- ''Anne neden bazı erkeklerin orğanı büyük bazılarınınküçüktür?''.
- ''Oğlum orğanı büyük olanlar akılıdır, küçük olanlar aptaldır''. Temel biraz düşünür ve annesine cevap verir;
- ''Biraz önce babamı aptal bir kadınla oynarken gördüm ve git gide akıllanıyordu''.

Yardım
Doktor, ne olur bana yardım edin?.."
"Neyiniz var?"
"Bir aydır her gece aynı korkunç rüyayı
görüyorum. Yatağıma uzanıyorum ve
bir anda 5 tane kadın üstüme saldırıyorlar,
üstümdekileri
parçalıyorlar!"
"Peki siz ne yapıyorsunuz o anda!"
"Onları itiyorum!"
"Anlıyorum. Peki ben nasıl yardımcı
olabilirim?"
"Kollarımı kırın!!"

 
Dikiş Makinası [#4575]
Adamın birisi bir gün ölmüş günahlarından dolayı cehenneme gitmiş. İblisin birisi ona katları gezdirirken bir bakmış 1. katta kız kardeşi orada öylece yatıyor.
Adam sormuş;
- ''Bu ne günah işledide burda yatıyor'' diye.
İblis te;
- ''Dünyada kocasını aldattığı her kişi için günde bir tane çuvaldız batırılıyor'' demiş.
Adam dönmüş gezmeye devam ederken 2. katta bir de kimi görsün karısı aynı kız kardeşi gibi öylece yatıyor.
İyice kızarak İblis'e;
- ''Peki bu ne yaptı?''
İblis;
- ''Bu da seni her aldattığı kişi için saat başı bir çuvaldız yiyor''. demiş.
Adam;
- ''vay *rospular vay'' diyerek söylenmeye başlamış.
İblis te bunun üzerine adama;
- ''Sen bir de yukarda yatan ananı gör onu dikiş makinasına bağladılar''. demiş.

Kolaycılık
 
Çiftçilik yapan Temel ile Fadime yeni evlenmişler. Tabi gündüzleri temel tarlada çalışıyormuş. Evleri bir tepenin üstünde çalıştığı tarla da tepeden aşağıda düzlükteymiş. Tarlada çalışırken Temel'in canı Fadimeyi çekiyor ve eve koşmaya başlıyor. Ama eve girene kadar derman kalmadığından çok zorluk çekiyormuş.
Bir gün şehre kasabaya inmiş. Tanıdık bir doktor bunu görünce;
- ''Hayrola Bu ne surat'' diye sormuş.
Temel de durumu olduğu gibi doktara aktarmış.
Doktorda;
- ''Bunda üzülecek ne var. Niye sen kendini yoruyorsun. Av silahını tarlaya giderken yanına al. Fadimeyi canın çekince 1 el ateş et. Fadime senin yanına gelsin. Sende işini rahat görür mutlu olursun'' diye nasihat etmiş.
Bu uygulama Temel'in çok hoşuna gitmiş. Başlamış bu taktiği uygulamaya.
İşler çok iyi.
Aradan bir zaman sonra Temel yine şehre alışverişe iniyor. Aynı doktor bunu görünce soruyor;
- ''Nasıl taktik işe yaradımı?''.
Temel;
- ''Sorma doktor, baştan çok iyi idi. Fakat av mevsimi başladığından buyana Fadime'yi bulamıyorum'' der.

İntikam
 
Ahmed sarayın hizmetkarlarından biri.. yıllardır Sultanı görür ve onun
göğüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış
Kraliçenin göğüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp
haremağasına açılmış.. "Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür
boyu biriktirdiğim bin altın senin" demiş.. Harem ağasının aklı yatmıs bu karlı işe.. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karışımı bir kadın varmış..
Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın
o gün banyodan sonra giyeceği korsaya iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Memeleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış.. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar..
Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem
ağası ortaya çıkmış ve padişaha "Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir.
Onun salyası, her şeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in
dili.. Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz" demiş.. Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş...
Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye
yanaşmamış..
"Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsın..
Hadi bakalım, çek arabanı" demiş, haremağasına.. Çok kızmış harem ağası..
Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan
sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.....

 
İddia
 
Genç adamın hayatındaki en büyük isteği bir Rolls-Royce sahibi olmakmış. Ailesinden kalan mülkleri satmış. Oldukça borçlanmış ve sonunda biraz hırpalanmış ve eskice bir Rolls-Royce sahibi olabilmiş.
Arabasını alır almaz Newyork sokaklarında turlamaya başlamış. Fakat şehirdeki onca güzel araba içinde kimse eski Rolls-Royce 'a bakmıyormuş. Adam şehrin arka mahallelerine yollanmiş. Yoksul insanlar gıpta ile arabasına bakarken genç adam büyük bir zevkle arabasının tadını çıkarmaya başlamış.
Sonra bir kavsağı döndüğünde iki katlı bir evin önünde park etmiş üç tane Rolls-Royce görmüş. Gözlerine inanamamış. İnmiş yakından bakmiş. Doğru! üçü de Rolls-Roce. Kendi kendine binbir zorlukla sahip olduğu otomobilden bu harap mahallede nasıl olur da bir evde üç tane birden Rolls-Royce olabildiğini düşünürken, üst katın balkonundan biri kendisine seslenmis:
- Ne o arabalara mı bakıyorsun? Adam yukarı baktığında 4-5 yaşlarında kısa pantalonlu bir çocuk görmüş:
- Evet, bütün bunlar senin mi?
- Evet.
Adam inanamamiş, nasıl olur? deyince, çocuk:
- İddiada kazandım istersen seninle de iddiaya girelim. Kazanırsan üç arabayı da alırsın, kaybedersen arabanı alırım.
- Peki iddianın konusu ne? Çocuk gülmüş ve:
- Yaptığım her şeyi yapabilirmisin? demiş. Adam bir an düşünmüş, sonra kendi kendine küçük bir çocuğun yaptığı her şeyi yapabileceği kararını vermiş,
- Evet demiş.
- O zaman içeri gel demiş çocuk, İçeri girmişler, çocuk:
- Artık yarışma başladı, bundan sonra ben ne yaparsam aynısını yapacaksın, yapamazsan arabanı alırım, demiş ve bulundukları hole açılan tek kapıyı tıklatmıs, adam da hemen kapıyı tıklatınca içeri 95-65-95 ölçülerinde bir afet girmiş.
Çocuk; "Ablam..." diye tanıştırdıktan sonra kızın üzerindeki askılı elbisenin bir askısını çözmüş, adam da hemen diğer askıyı çözmüş çocuk sütyenin bir kopçasını çözmüş adam diğer kopçayı. Çocuk sütyenin bir askısını indirmiş adam diğer askıyı.
Kız odanın ortasında yarı çıplak bir durumda kalmiş. Bizimki artık arabayı, iddiayı birakmiş nefesi kesilmis bir halde kızı izliyormuş, kendi kendine;
"Ah diyormuş şu ufaklık olmasa da şu kızı..."Ufaklık ablasının üzerindeki son parçanın bir tarafını aşağı doğru çekmiş adam diğer tarafı; sonuçta son parça da kızın ayaklarının dibine düştüğünde adam iddiayı artık tamamen unutmus ve kani damarlarında delicesine dolaşır bir durumda iken.....
Ufaklık adama "Hey amca demiş şimdi gelelim iddiaya; "Şortunu indirmis; ve pipisini tutup ikiye katlamış sonra da:
- Hadi, demiş, yaptığımı yap bakalım... !

doktor ve amele
 
İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını
söylemiş..
Doktor muayene edip, amelenin külotunu indirmiş ve yüzükoyun masaya
yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği
beyzbol sopasını 3-4 defa sertçe amelenin poposunun tam ortasına vurmus. -Tamam şimdi tuvalete gidin...
Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele; -Sağol Doktor bey, hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım? -Bir şey yapmana gerek yok. Tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter..!"

Tetanos
 
Çok yaşlı bir çift evde otururken adam birden hareketlenmiş ve eşine demiş ki
-'Ben şimdi doktora gidiyorum ve kendim için viagra denilen haptan yazdıracağım, bundan sonra hayatımı yaşayacağım.'.
Bunu duyan karısı da hemen hareketlenir,
-'Ben de doktora gideceğim' der. Adam
-'Hayırdır senin neyin var ki ' deyince karısı
-'O paslı şeyi üzerimde deneyeceksen ben de bir tetanos aşısı vurulayım bari'.

Mahkeme
 
Bir aksam tiyatrodan cikmis iki erkek arkadas yolda yururlerken Onlerinde iyi giyinmis, sik ve alimli bir hanimin yurudugunu
farkederler. Erkeklerden birisi digerine dInerek, "Bu hanimla bir gece gecirmeye 500 dolar veririm" der. Bu sozleri isiten genc hanim
basini cevirir ve "Teklifinizi kabul ediyorum" der. Teklifi yapan erkekle hanim beraberce genc ve cekici kadinin evine gidip hemen
yatagin yolunu bulurlar. Ertesi sabah apartmani terkederken, adam kadina 250 dolar verir. Hanim pazarlik bakiyesi parayi ister ve
"250 dolar daha vermezseniz sizi dava ederim" der. Adam guler, "Bunu nasil ve hangi esaslara gore yapacaginizi gormek isterdim"
deyip apartmani terkeder. Ertesi gun mahkemeden gelen celp pusulasi adami sasirtmis. Hemen avukatina gidip olayi detaylariyla
anlatmis. Avukat, "Bu esaslara istinaden aleyhine bir karar
alinabilecegini sanmiyorum. Ancak davanin nasil sunulup savunulacagini dogrusu pek merak ediyorum" diye mutalaa vermis. Dava baslamis ve on sorusturmadan sonra hanimin avukati mahkemeye dava
konusunu asagidaki sekilde arzetmis:
"Muhterem hakim beyefendi, muvekkilem, bu hanimefendi, itina ile
yetistirilip cimlerle ortulu bahce niteliginde bir gayrimenkule sahip
bulunmaktadir. Bu arazi parcasini belli bir sure icin davali beyefendiye
500 dolar karsiliginda kiralamistir. Davali gayrimenkulu kira
amacina uygun olarak kullanmis ve kira muddeti sonunda tahliye ederken
kira bedelinin yarisi olan 250 dolari odememistir. Kira tutari
yuksek bir bedel degildir, kaldi ki kiralanan yer ozel ve yasal bir
bolgedir. Dilegimiz adaletin yerine gelmesi ve davalinin muvekkileme
anlasmanin bakiyesi olan meblagi odemesidir."
Davalinin avukati bu beklenmedik savunma karsisinda sasirmis fakat bir avukat olarak isin enteresanligindan haz duymus ve hemen
daha once hazirladigi savunmasini kenara koyarak davayi soyle savunmus:
"Muhterem hakim beyefendi, muvekkilim bu genc beyefendinin, bu genc
hanimdan sahibi oldugu gayrimenkulu bir sure icin kiraladigi
dogrudur ve muvekkilim bu anlasmadan son derece memnun kalmistir. Bununla beraber muvekkilim arazide bir kuyu bulmus ve
kuyuyu orgu taslariyla donatmis, kuyuya boru indirmis ve pompa
yerlestirmistir. Butun bu ugraslarin iscilik masraflarini muvekkilim
ustlenmistir. Inancimiza gore butun bu arazi gelistirme calismalari
odenmeyen meblagi karsilayacagindan aleyhimize acilan davanin
dusmesini talep ediyoruz."
Genc hanimin avukati tekrar soz almis:
"Muhterem hakim bey, muvekkilem, davalinin beyan ettigi gibi arazi
uzerinde bir kuyu bulundugunu ve gerekli gelismeleri yaptigini
kabul ediyor ve herhangi bir itirazda da bulunmuyor. Ancak bahis konusu kuyu zaten arazide mevcut idi ve kuyu olmasaydi davali
muhtemelen bu araziyi kiralamayacakti. Ayrica arazi tahliye edildiginde davali soz konusu ettigi taslari, boruyu ve pompayi sokerek beraberinde goturmustur. Bu bakimdan davamizda israr ediyor ve vereceginiz kararin adalete uygun olmasini diliyoruz."

Dağ başı
 
Dağ başında yaşayan iki adam varmış. Bunlar bir kulübede yaşıyorlarmış.. Dağ başı olduğu için, haliyle kadınsızlar, durum feci..
Her gün yamaçtan tarlalarına ekine giden bir gelin ve kaynana varmış..
Bu iki adam gelinle kaynanayı gözlerine kestirmişler..
Bunları alıp kaldıralım, diye düşünmeye başlamışlar..
Bir gün, gelinle kaynana tarlaya giderken ortalığı yıkan bir ağlama
duymuşlar. Dinlemişler ki, kulübeden geliyor.. Çıkalım bir bakalım, demişler..
Gidip kapıyı çalmışlar adamlardan biri açmış.
kaynana;
- ''hayırdır ne oldu?'' demiş.
adam;
- ''cenazemiz var, buyrun içeri''...
gelin kaynana içeri girmişler. Giriş o giriş...!!!!
Adamlar işlerini halletmişler..
Neyse, Gelin kaynana evden çıkmışlar..
Gelin sormuş;
- ''Ana be, naapcez şimdi?''
Kaynana cevap vermiş;
- ''Valla gelin seni bilmem ama, ben yedisine de kırkına'da mutlaka gelecem''...

Cin
 
Kapı vurulur ve bir erkek kapıyı açar.
Kadın:
- İyi günler az önce camınız kırıldı ve bunu yapan benim çocuğum, lütfen özrümü kabul edin ne kadar masrafı varsa ödemek istiyorum der.
Adam:
- Hiç sorun değil çocuğunuz camı kırdı ve içeri giren top değerli bir vazoya çarptı ve o da kırıldı.
Kadın daha fazla üzülür ve içeri girdiğinde gerçekten bir vazoyu kırılmış görür.
- Çok üzgünüm bununda masrafını ödemek istiyorum der.
Adam:
- Hiç önemli değil aslında çok büyük bir iyilik yaptınız bana!
Kadın merakla:
- Ama camınız ve değerli bir vazonuz kırıldı nasıl olur_!
Adam:
- Hanımefendi ben bir cinim ve 100 yıldır o Vazoda hapis kalmıştım, çocuğunuz sayesinde özgürlüğüme kavuştum, dileyin benden ne dilerseniz!
Kadın sevinçle:
- Ayy ne desem güzel bir malikhane istiyorum hem de Paris'te.
Adam bir kısa telefon konuşması yapar ve:
- Tamam hanımefendi isteğiniz oldu, dilediğiniz zaman gidebilirsiniz yeni evinize peki ya ikinci dileğiniz?
- Çok lüks kıyafetler istiyorum!
Adam kısa bir telefon konuşması yapar ve:
- Armani, versace ve dkny'de kıyafetleriniz hazır alabilirsiniz ya üçüncü isteginiz?
Kadın:
- En değerli mücevherleri istiyorum!
Adam bir telefon konuşması daha yapar ve sonrası:
- Okey bvlgari ve tiffany'den dilediğiniz mücevherleri alabilirsiniz.
Kadın havalara uçmustur ve adam:
- Yalnız bende bir şey rica etsem sakıncası olur mu?
Kadın merakla:
- Nedir?
Adam:
- Biliyorsunuz 100 yıldır bu vazodayım. Kaç zamandır bir kadın yüzü görmedim acaba bir gece benimle olur musunuz?
Kadın biraz düşündükten sonra:
- Neden olmasın?
Sabaha kadar birlikte olurlar... Sabah uyandıklarında adam:
- Güzel hanımfendi acaba kaç yaşınnda?
Kadın:
- 32.
Adam da:
- Vay a**** koyam bu yaşta hala cinlere inanıyormusunuz

Temel Otobüste
 
Yaşlı Temel birgün otobüse binmiş,tabi kimse yer vermiyor Temel de elinde bastonla sallanıp duruyormuş, ön koltuklardan birinde bir genç oturuyor, yer vermemek için de başını sürekli cama doğru çevirip duruyormuş sonunda genç dayamamamış Temele demişki
- Dede bastonunun ucuna lastik taksaydın şimdi böyle sallanıp durmazdın.
Bunun üzerine bizim Temel lafı yapıştırmış:
- Ula *şşoğlu*şşek,zamanında senin baban da s*kinin ucuna lastik taksaydı senin yerinde ben oturuyordum!!!

Kandırdım
 
Yolcu gemisi bir kaza sonucu paramparça olmuş, yolculardan kurtulan tek adam zar zor yüzerek bir ıssız adaya çıkmış. Adada bol bol yiyecek ve su olmasına rağmen, adamın oyalanacak hiçbirşeyi yokmuş o yüzden sürekli değişik sex fantezileri kurup kendini tatmin ederek vakit geçiriyormuş..
Böyle haftalar geçmiş, fanteziler de adamı kesmez hale gelmiş. Adam artık ereksiyon olamıyormuş..
Zavallım gün geçtikçe hem sıkıntıdan patlıyor hem de artık erkekliğimi hissetmiyorum diye kıvranıyormuş derken bir gün. Adam kumsalda otururken birden
- "AMAN ALLAHIM BİR GEMİ GEÇİYOR"
diye bağırmış, koşmuş hemen ateş yakmış ve
- "NİHAYET..!!"
demiş..
- "Bu lüks yolcu gemisi beni burdan alıcak... Gemiye çıkar çıkmaz önce uzun sıcak bir banyo yaparım, sonra bana verecekleri kıyafetleri giyerim, gemide güzel fıstıklar da vardır bir tanesini ayarlarım yemeğe davet ederim, bütün gece şarap içer dans ederiz sonra benim kamarama gideriz, sonra öpüşmeye başlarız onu yavaş yavaş soyarım veeeeeee...."
Derken adam birden sertleştiğini farketmiş, elini boxer'ından içeri sokmuş ve kahkahayı basmış:
- "HAHAHAHAAAA... KANDIRDIIIM GEMİ FALAN YOKTUUUUU KANDIRDIIIIIIIIM"

Zifaf Gecesi 
 
Uzun ikna turlarından sonra Ermeni mahallesinin 17 yaşındaki güzeller güzeli ve yoksul aile kizi Zivart, mahallenin zengin ve yaşlı 75 yaşındaki Mıgırdıc bey ile evlendirilir.
İlk gece Mıgırdıc Bey ölür. Durumu şüpheli bulan savcılığın açtığı dava sonucunda mahkemede hakim sorar;
- ''Kızım anlat bakalım nasıl öldü?''.
Zivart, utangaç ve ermeni şivesiyle anlatır;
- ''Valla hakim bey, malümunuz zifaf gecesi... Mıgırdıc Bey üstüme geldi başladi titremeye ben zannettim geloor, meğer gidoormuş''...

Uzaylı
 
Temel ile fadime evlenirler. Tam gerdeğe girecekleri sırada uzaylı bir karı koca gelir. Uzaylı adam temel'e; "Bir geceliğine karılarımızı değişelim mi" der. Temel önce hayır der, fakat nasıl olsa yarın bunlar gidecek diye düşünür ve kabul eder. Fadime ile uzaylı adam odalarına giderler. Uzaylı adam aleti çıkarır. Fadime; "uyyyyyy çok kuçiktirrr" der. Bunun üzerine adam sağ kulağını çeker ve aleti uzar. Fadime şimdide; "uyyyyyy şimdi da çok incedir uşağummm" der. Uzaylı bu sefer sol kulağını çeker ve aleti kalınlaşır. Sabaha kadar seks yaparlar. Sabah olur, hepsi toplanırlar. Fadime ve uzaylı adam gecenin çok güzel geçtiğini söylerler ve temele nasıl geçtiğini sorarlar. Temel; "sormayın uşaklar *mına kodumunin karisi bütün gece kulaklarumu çekip durdi." der.
Tak fişi
 
Adam iş dönüşü evine geldiğinde karısını yatakta çırılçıplak uyurken görür. Adamın cinsel arzuları bir anda uyanır. Yanına uzanıp göğüslerinin uçlarıyla oynamaya başlar.
Kadın, uykulu bir sesle;
- "Kocacığım, ne yapıyorsun?" der.
Adam;
- "Karıcığım, kısa dalğgadan Çukurova radyosunu arıyorum".
Kadın;
- "Kocacığım, fişi takmazsan radyo çalışır'mı?"...

Terzi Agop 
 
Terzi Agop ile Vartanuş evlenmişler, mutlu birkaç yıldan sonra bir gün terzi Agop pat diye ölmüş, genç dul Vartanuş'da Demirci Agop ile evlenmiş. Gerdek gecesi Demirci Agop geçmiş Vartanuş'un karşısına, yavaş yavaş soyunmaya başlamış.
Önce pazularını göstemiş.
- ''Bunlar terzi Agop'ta vardı?''.
- ''Yok idi'' demiş Vartanuş.
Sonra üstünü çıkarmış geniş göğsünü göstermiş.
- ''Böyle göğüs terzi Agop'ta var idi?''.
- ''Yok idi'' demiş Vartanuş.
Demirci Agop pantolonunu indirmiş, bacak kaslarını göstermiş.
- ''Bunlar terzi Agop'ta vardı?''.
- ''Yok idi'' demiş Vartanuş...
En son demirci Agop külodunu indirmiş.
- ''Böylesi terzi Agop'ta vardı?''
Vartanuş'un sabrı taşmış.
- ''Yok idi yok ama bu kadar zamanda terzi Agop senide hallederdi, benide hallederdi, üstüne ikide pantolon dikerdi!''...

Yagmur 
 
Kadın kocası işteyken sevgilisini eve çağırıyor.İkisi yatakta zevk dolu saatler geçirirken birden kapı çalıyor bi de bakıyolar kocası eve erken gelmiş!!!...
Kadın panik içinde:
-"Allahım bu nerden çıktı şimdi!!! Çabuk al topla kıyafetlerini, camdan atla kaybol!!"
Adam pencereden aşağı bir bakıyor:
-"Hayır atlayamam deli misin nasıl yagmur yağıyor görmüyor musun!!!" Kadın deli gibi koşturuyor:
-"Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür atlamak zorundasın hadi çabuk çabuk!!!!" Böylece adam çaresiz, kıyafetlerini kaptığı gibi camdan atlıyor.Ayağa kalkıp bir de etrafa bakıyor ki bir maratonun tam ortasına dalmiş. Bozuntuya vermeden yarışçılarla koşmaya başlamiş. Tabi çırılçıplak ve pantolonu gömlegi elinde koşan bitek kendisi olduğu için dikkat çekiyor. Koşuculardan biri soruyor kendisine:
-"Siz hep çiplak mı koşarsınız?"
-"Ah evet evet... rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bi duygu yok"
-"Ama çıplak koşarken de hep kıyafetlerinizi elinizde mi taşırsınız?"
-"Yaaa öyle... koşu bitince arabama biner giyinir eve giderim diye"
-"Gerçekten çok ilginç.... peki koşarken hep prezervatif de takar mısınız?"
-"Aaa.. şeyy.. sadece yağmur yağdığı zaman.

Ayşe Balkonda  
Karı ve koca tatil günü evde televizyon seyretmekten sıkılmış, yatak odasına geçmeye karar vermişler.... Ama ne mümkün 7 yaşındaki oğlan evde.
- ''Oğlum, hadi biraz sokağa çık, gez, oyna''.
- ''Ihhhhh''. Israr faydasız. Afacanın sokakta gözü yok.
- ''Öyleyse, annenle ben odamıza geçelim, sen de balkona. Etrafta neler olup bitiyor, yuksek sesle bize rapor et''.
Oğlan biraz mızıklanmakla birlikte çaresiz balkona geçiyor. Bizimkiler'de yatağa. Ve afacan canlı yayına başlıyor;
- ''Şu an bizim sitenin otoparkına yabancı bir araç park etti. Şimdi de Aygaz arabası sokağa giriş yaptı. Yaşlı bir kadın markete giriyor''...
Kısa bir sessizlik...Ve rapora devam;
- ''Yan komşumuz Ahmet Bey amcayla karısı Necla teyze yatak odasında sevişiyorlar''. Yataktakiler şok vaziyette.
Baba sesleniyor;
- ''Oğlum, nereden çıkardın şimdi bunu''..
- ''Hiçç. Küçük kızları Ayşe balkonda dikiliyor'da''...

Pastacımıyım
 
Adamın biri bi gün işten gelmiş.Karısı demiş''Kocacığım musluk bozuldu'' Kocası da demiş ki ''Ne musluğu ..ına kodumunun kadını ben tamircimiyim.Tamirci çağır yapsın.'' demiş.Neyse bi gün yine işten gelmiş.Karısı yine demiş''Kocacığım kapının kolu bozuldu.'' Kocası da ''Ne kapısı mına kodumunun kadını ben marangozmuyum.Marangoz çağır yapsın.''demiş.Bi gün yoldan bi adam geçiyomuş.Kadın adama evdeki arızaları halledebilirmisin diye sormuş.Adam da tamam ama ya bana pasta yapacaksın ya da bi kere vereceksin demiş.Neyse o akşam kocası eve gelmiş.Evdeki arızalar giderilmiş.Karıcığım nasıl oldu demiş.Karısı da yoldan bi adam geçiyodu.Bana yaparım ama ya pasta yaparsın ya da bi kere verirsin dedi.Kocası da'' Tabi sen pasta yaptın di mi karıcığım?'' Karısı da demiş ki ne pastası ..ına kodumunun adamı ben pastacımıyım.
Temel ile Fadime
Temelle fadime çok yaşlanmışlar. Temel 85 fadime de 80 yaşındaymış. Evde yalnız oldukları birgün fadime temele;
-''Temel hadi ben odaya çıkıyom eskiden yaptımızı yapalım çok ozledim da'' demiş.
Temelde 'tamam' demiş.
Az sonra fadime temele;
-Ula temel gelmiyomusun da haçen bak şevkim kaçıyor ...
Temel bunun üzerine;
-Dur be Fadime sen orada mezar açmış bekliysin ben burda ölü dirilttim daa!!!

Baş Ağrısı
Joe, yatak kariyeri başarılarla dolu bir insandır. Ancak yaşlandıkça bu meziyeti inanılmaz bir baş ağrısı yüzünden durmuştur. Sağlığı ve aşk hayatı, çekilmez bir hal aldığında tıbbı bir yardıma ihtiyacı olduğunu fark eder.
Kapı kapı, doktor doktor gezdikten sonra problemini çözebilecek bir uzman hekim bulur kendine;
"- Size bir iyi, bir de kötü bir haberim var." der doktor.
"- Doktor, önce iyi haberi duymak istiyorum."
"- Sizi baş ağrınızdan kurtarabilirim."
"- Peki, kötü haber nedir doktor bey?"
"- Çok nadir görülen bir durumdur. Söylemesi zor ama hadım edilmeniz gerekiyor. Cinsel organınız, omurganızın alt kısmına baskı yapıyor ve bu baskı sizde dayanılmaz bir baş ağrısı yaratıyor. Bu baskıdan kurtulmanın tek yolu erkeklik organınızı almak."
Joe bu haber karşısında şok olur ve morali çok bozulur. Kendi kendine sorar;
" - Ne yapsam acaba. Erkeklik organım alınırsa ben nasıl yaşarım. Kimin için yaşarım. El içine nasıl çıkarım!"
Cevap vermek için fazla düşünmez ve başka bir şansı olmadığı için bıçak altına yatmaya karar verir.
Hastaneden taburcu olduğunda;
" - Oh be! Dünya varmış. Kurtuldum şu lanet ağrıdan" diye derin bir nefes alır, ancak üstünde önemli bir parçasının eksik olduğunu hisseder. Caddede yürürken farklı bir kişi olduğunu sezinler. Yeni bir başlangıç yapmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verir. Bir erkek giyim mağazasının önünden geçerken vitrinde duran bir takım elbiseye takılır gözleri.
" - İşte tam aradığım takım elbise!" der ve dükkâna girer.
Tezgâhtara;
" - Yeni bir takım elbise istiyorum" der.
Tezgahtar Joe''yu söyle tepeden tırnağa bir süzer ve;
" - Bir bakalım. 44 beden!" der.
Joe gülerek;
" - Kesinlikle doğru, nerden anladınız?"
" - Bu benim işim."
Joe takım elbiseyi dener. Üstüne cuk diye oturur. Joe aynada kendisine hayran hayran bakarken, tezgâhtar sorar;
" - Yeni bir gömlek de ister misiniz?"
Joe bir kaç saniye düşündükten sonra;
" - Elbette" der.
Tezgâhtar Joe''ya şöyle bir bakar;
" - Kol numarası 34 ve 16 numara yarım yaka."
Joe şaşırır;
" - Kesinlikle doğru nerden anladınız?"
" - Bu benim işim!"
Joe gömleği giydi. Evet, gömlek süper olmuştur. Yakasını aynada düzeltirken tezgâhtar sorar;
" - Yeni ayakkabıya ne dersiniz?"
" - Evet lütfen. Bir de ayakkabılarınıza bakayım"
Tezgâhtar Joe''nun ayaklarına bakarak;
" - Evet...9-1/2... E."
Joe iyiden iyiye afallar;
" - İnanamıyorum bir bakışta kaç numara ayakkabı giydiğimi nasıl anladınız? Vallahi bravo!"
Tezgâhtar;
" - Efendim. Bu benim işim."
Joe ayakkabıları da giyer. Gerçekten de ayakkabılar cillop gibi oturur ayaklarına. Şöyle dükkân içerisinde bir tur atarken tezgâhtar sorar;
" - Beyefendi vallahi jilet gibi oldunuz! Size bir tane de şapka veriyim ben!"
Joe aynaya bakarak;
" - Heyt ulan be façayı o biçim düzdüm." diye içinden geçirir ve " - Evet bir de şapka bakayım kendime!" der tezgâhtara.
Tezgâhtar Joe''nun kafasına bakarak;
" - Eveeeeet...7-5/8."
Joe dumur üstüne dumur yaşamış bir şekilde tezgâhtara;
" - Evet..doğru..nerden bildiniz?" diye sorar.
Tezgâhtar iyiden iyiye havaya girmiş bir şekilde;
" - Bu benim işim efendim" der.
Şapka da süper oturmuştur kafasına.
" - Vayyy beee, ulan ben neymişim beee. Ulan ben var ya ben..." diye düşünürken tezgâhtar yine sorar;
" - Size bir tane de don verelim efendim."
Joe bir kaç saniye düşünür ve;
" - Tamam! Hemen bana en fiyakalı donlarınızdan getirin!" der.
Tezgahtar geri adim atarak "Eveeeeet..36 beden!" der.
Joe gülerek;
" - İlk defa yanıldınız. Ben 18 yaşımdan beri 34 beden giyiyorum!" der.
Tezgâhtar kafasını sallayarak;
" - Hayır..size 34 olmaz. Erkeklik organınızı sıkıştırır ve omurganıza basınç yapar, bu da dayanılması güç bir baş ağrısı çekmenize sebep olur!..."

Döner
 
 
 
 
Adamın biri köyden kasabaya alışveriş yapmak için gider.
Yol bayağı uzun olunca adamda kasabada yemek yeyip
köyüne öyle dönmek ister.
Bir lokantaya girer garsondan bir çorba ister ve masasına bırakıldıktan sonra afiyetle yemeye başlar.
Bu arada alaycı garsonda köylüyü görünce
bununla bir dalga geçeyim de ömrü boyunca anlayamasın der.
Adam çorbasını bitirince garson hemen yanında biter ;
-ehemm efendim arkadan ne alırdınız?
köylü birden kızarır ama altta da kalmaz hemen cevabı yapıştırır!
-sen önümdekini kaldır sonra döner verirsin!!!

Sapan yapacağım
Adamın biri aklını sapanla bozmuş. Nerede bir karış lastik bulsa hemen sapan yapıp evlerin camına taş atıyormuş. Sonunda akıl hastanesine kapatmışlar. Gel zaman git zaman adam bir gün başhekimin odasına gitmiş :

- Ben artık akıllandım. Beni çıkarın, demiş. Başhekim :

- Peki seni çıkarırsak ne yapacaksın?

- Evleneceğim.

- Evlenince ne yapacaksın?

- Gelini alıp gerdek odasına getireceğim.

- Sonra?

- Önce duvağını sonra gelinliğini çıkaracağım.

Doktor heyecanlanmış :

- Sonra, sonra?

- Sonra sutyenini çıkaracağım.

- Eee, sonra?

- Sonra külotunu çıkaracağım.

Doktor iyice heyecanlanmış artık :

- Anlat, anlat sonra?

- Külotunun lastiğini çıkarıp sapan yapacağım.

Fedakar eş
 
Becky ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Sam birden soruverdi:
-"Sevgilim, bu elli yıl icinde beni hiç aldattın mı?.."
-"O da nereden cıktı?" diye sinirlendi Becky.. "Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?..
- "isterim" dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.."
-"Madem öyle" dedi Becky, "3 kez aldattım seni.."
-"3 kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?.."
-"ilki" diye anlatmaya başladi Becky, "Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin."
- "Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi.."
- "Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir by-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiçbir doktor sana el süremiyordu.. Her an ölebilirdin. O sirada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.."
-"Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. 3üncü peki?.."
-"Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Baskanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.."

Bu devir de nerede!
 
 
 
Temel, Dursun ve eşleri, Dursun'un evinde kağıt oynarlarken birden Temel'in elindeki kağıtlar yere düşer. Temel, kağıtları almak için yere eğildiğinde bir de ne görsün; Dursun'un eşi Fadime'nin eteğinin altında hiç birşey yoktur. Kağıt oyunu devam ederken Temel, bilerek birkaç kez daha kağıtları yere düşürür. Oyun bittikten sonra Temel kalkar ve tuvalete gider. Tuvaletten çıkar çıkmaz Fadime, Temel'i mutfağa çağırır:
-Ne oldu, masanın altında çok hoşuna giden birşey mi gördün ki ikide bir kağıtları yere düşürdün?
-Evet, gerçekten güzeldi.
-İstersen senin olabilir. Dursun, cuma günü saat 14.00'ten sonra evde yok... Gel bize, 50 Milyon TL'sına senin olsun.
-Tamam, cuma günü saat 14.00'te gelirim...
İçeriye geçerler. Birkaç saat sonra Temel ile karısı ayrılırlar.
Cuma günü saat tam 14.00'te kapı çalar. Fadime, kapıyı açar açmaz, Temel'le çılgınlar gibi sevişmeye başlarlar. Bir, iki, üç derken Fadime, "Bu kadar yeter artık... Biraz da sonrasına saklayalım" der ve Temel giyinir, çıkar gider.
Akşam üzeri saat 18.00'de Dursun gelir ve Fadimeye sorar:
-Bugün, öğleden sonra, Temel, bize uğradı mı?
Fadime, biraz donuk ve titrek sesle cevap verir:
-Şeyy, evet uğradı ama sadece birkaç dakika kaldı.
-Peki, sana 50 Milyon Tl bıraktı mı?
Fadime, şaşkın bir ifadeyle "Evet, bıraktı" der.
-Hey be! Arkadaş dediğin böyle olacak işte. Bizim Temel, sözünün eri çocukmuş.
-Ne, ne oldu ki?
-Sabah, bana geldi. Çok acil bir iş için 50 Milyon TL'sına ihtiyacım var dedim. "Öğleden sonra senin eve uğrar yengeye bırakırım parayı" dedi ve de dediğini yaptı. Bu devirde nerede böyle arkadaş...

Küçükler Giremez
 
Genç ve güzel bir bayan denizde yüzerken, birden üzerinde bir hafiflik hissetmiş. Bir de bakmış ki bikinisi'nin altı sulara kapılmış gidiyor. Tabii kız o panikle hemen kıyıya gidiyor be kıyıda kumlara çakılı bir tabelayı alıp bi tarafına tutuyor. Kız hemen acele ederek soyunma kabinlerine doğru koşuyor. Herkes şaşırıyor ve kahkalarını basıyor. Bunu gören kız untancından bağırıyor etrafa.
- ''Ne var ne gülüyorsunuz aptallar'' diyor..
Kız tuttuğu tabelada ki yazıdan habersizdi. Ne'mi yazıyordu?
- ''Dikkat..!!! Küçükler giremez, derindir, boğulursunuz''...

Tarikat
 
Temel tarikata girmek için başvurmuş. Şeyhin karşısına çıkarmışlar. Temel;
- ''Şeyhim tarikata girmek istiyorum'' demiş.
Seyh'de;
- ''Olur, ama 3 hafta karınla yatmayacaksın'' demiş.
Neyse aradan üç hafta gecmiş ve temel şeyhin önüne tekrar gelmiş. Şeyh sormuş;
- ''Temel tamam'mı? Sabredebildin'mi?.
Temel;
- ''Valla, ilk hafta hiç problem yoktu. ikinci hafta sabrım çok zorlandı. Ama dayandım ücüncü hafta bir gün Miğros'a gitmiştik. Benim karı üst raflardan bir iki paket almaya çalışıyordu. Hatunun bacakları gözükünce içim gitti. Daha sonra paketler yere düştü. Benim karı da paketleri almak için eğilince dayanamadım daldım'' demiş. Şeyh de;
- ''Aaaa olmadı şimdi biz seni tarikata alamayız'' deyince.
Temel;
- ''Boşver tarikatı bizi artık Migros'a bile almıyolar''...


Roger ağır şartlar altında çalışan bir işçidir. Boş zamanlarını hep
bowling ve voleybol oynayarak geçirmektedir. Karısı bu duruma üzülür ve bir haftasonu onu striptiz kulübune götürmeye karar verir. O akşam berabercekulübun kapısına gelirler.
Kapıdaki bodyguard, " Hey Roger .. seni görmek ne güzel!" der..
Karısı: "Daha önce buraya gelmişmiydin Roger..?"
Roger: Hayır hayır o adamı bowlingten tanıyorum... İçeri girerler ve
bir masaya otururlar... Garson gelir..
Garson: İyi akşamlar Roger... Herzamanki gibi Cin tonik di mi?..
Karısı: Roger bana bak sen buraya daha once geldin değil mi? Hafif
hafif öfkelenmeye başlayan karısinı sakinleştirmek zordur..
Roger: Ne alakası var..Voleyboldan tanırım onu bir iki tek içmişliğimiz var ordan yani... Karısı pek tatmin olmamıştır ama neyse..Derken
stiriptizci hatunlardan biri masaya gelir..
Striptizci: Selam Roger...Yine özel masa şovundan mı istersin..? Roger boka batmıştır... Karısı hışımla yerinden kalkar ve kulübu terk eder..Roger peşinden koşar.. Kadın bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da biner... Kadın öfkeden patlayacakmış gibidir...ve korkunç sinirlidir..
Şoför: Bu geceki cok suratsızmış Roger..
 


Sitemize 378538 ziyaretçigirdi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol